"İktisat Risalesinin tarih-i telif ve istinsahı olan Rûmîce 51 ve Arabî 53 tarihinde tevafuku ise, şüphesiz tesadüf olamaz." Buradaki tevafuk hakkında bilgi verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Câ-yı hayret ve medar-ı ibret bir tevafuk: İktisat Risalesini, üçü acemî olarak, beş altı ayrı ayrı müstensih, ayrı ayrı yerde, ayrı ayrı nüshadan yazıp, birbirinden uzak, hatları birbirinden ayrı, hiç elif'leri düşünmeyerek yazdıkları her bir nüshanın elif'leri, duasız 51, dua ile beraber 53'te tevafuk etmekle beraber, İktisat Risalesinin tarih-i telif ve istinsahı olan Rûmîce 51 ve Arabî 53 tarihinde tevafuku ise, şüphesiz tesadüf olamaz. iktisattaki bereketin keramet derecesine çıktığına bir işarettir. Ve bu seneye 'Sene-i İktisat' tesmiyesi lâyıktır."(1)
On Dokuzuncu Lem'a 1934 tarihinde Ramazan'dan sonra Isparta’da telif edilmiştir. Bu tarih Rumi 1351, hicri ise 1353 yılı olmaktadır. 1934 tarihi zaten hicri 1353 yılına tekabül etmektedir. Risale-i Nur'un ekser risaleleri bu tarz kerametlere ve manevî tevafuklara mazhar olmuştur.
İktisat Risalesi hatt-ı Kur’ân ile telif edilip yine hatt-ı Kur’an ile çoğaltılıyor. El yazısı ile çoğaltanların nüshalarında elif harfleri toplandığında elde edilen bu rakam, bu risalenin telif tarihine tekabül ediyor ki, bu da bir tevafuk kerametidir.
Tevafuk; iki şeyin birbirine uygun ve denk gelmesi demektir. Özellikle tesadüfe verilme ihtimali olmayan ve arkasında İlâhî bir iradenin varlığı hissedilen denk gelmelere tevafuk denir. Bu risalenin telif ve teksirinde de bu tarz bir tevafuk bulunuyor. Üstelik beş altı ayrı kişinin ayrı ayrı yazdığı nüshalar birbiri ile aynen uyuşması tevafuku daha da manidar kılıyor.
(1) bk. Lem'alar, On Dokuzuncu Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Birbirinden uzak, hatları birbirinden ayrı, hiç elif'leri düşünmeyerek yazdıkları her bir nüshanın elif'leri," İfadelerden tamamı olduğu anlaşılıyor.
7.Nuktenin Osmanlıcasında geçen İKTİSAT ŞİMDİ HERKESE FARZDIR cümlesini nasıl anlamamız lazım
Bilgi almak için tıklayınız:
- "İktisad şimdi herkese farzdır." İktisat risalesinin Osmanlıcasında geçen bu ibareyi nasıl anlamak lazım ve Latinceye alınmamasının hikmeti ne olabilir?