İ’lem Eyyühe’l-Azîz! Velilerin himmetleri, imdatları, mânevî fiilleriyle feyiz vermeleri hâlî veya fiilî bir duadır... Cenâb-ı Hak o lâtifeye hürmeten o matlubu yerine getirir. O lâtife pek uzaktan bana göründü ise de teşhis edemedim." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İ’lem Eyyühe’l-Azîz! Velilerin himmetleri, imdatları, mânevî fiilleriyle feyiz vermeleri hâlî veya fiilî bir duadır. Hâdî, Muğîs, Muîn ancak Allah’dır. Fakat insanda öyle bir lâtife, öyle bir halet vardır ki, o lâtife lisanıyla her ne sual edilirse, -velev ki fâsık da olsun- Cenâb-ı Hak o lâtifeye hürmeten o matlubu yerine getirir. O lâtife pek uzaktan bana göründü ise de, teşhis edemedim."(1)

Bütün hayırlar Allah’ın elinde. Güneş'in ışık vermesi de ağacın meyve, tarlanın mahsul vermesi de hep Allah’ın rahmetinden gelmektedir. “Velilerin himmetleri, imdatları, mânevî fiilleriyle feyiz vermeleri” de böyledir.

Velilerin ibadetleri, takvaları, güzel ahlâkları bir dua hükmüne geçmiş ve o sevgili kullardan çok güzel ve harika şeyler zuhur etmiştir. Onlar ibadetlerini ihlas ile yapmışlar ve sonunda Cenab-ı Hakk’ın bu ikramına mazhar olmuşlar, Allah’ın izniyle, başka kullara da himmet edebilmişlerdir.

Öte yandan, muhtaç bir kulun Allah’ın sevgili bir kulundan himmet beklemesi de bir duadır. Cenab-ı Hak bu duayı kabul ettiğinde himmet ve ikramlar zuhur ederler.

Ancak bir kişi bu sevgili kullara müracaat etmeksizin de ilâhî ihsanlara mazhar olabilir. Bu ise o kulun kalbinde taşıdığı ve Üstadımızın “teşhis edemedim” dediği bir latife ile yapılan hâli bir dua ile mümkün olabilmektedir. Üstadımızın “teşhis edemedim” dediği böyle bir latife hakkında bizim bir şey konuşmamız mümkün değildir. Sadece bir örnek olmak üzere yine Üstat hazretlerinden bir nakil yapmakta fayda vardır:

“Arkadaş! Bilhassa muztar olanların dualarının büyük bir tesiri vardır. Bazen o gibi duaların hürmetine, en büyük bir şey en küçük bir şeye musahhar ve muti olur. Evet, kırık bir tahta parçası üzerindeki fakir ve kalbi kırık bir mâsumun duası hürmetine, denizin fırtınası, şiddeti, hiddeti inmeye başlar.”(2)

İşte ızdırar lisanıyla yapılan duaların kabul olması gibi o latife ile yapılan dualar da kabul ediliyor diye düşünebiliriz.

Dipnotlar:

(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Şule.
(2) bk. age., Katre'nin Zeyli.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 18.450
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

mypeso
Allah razı olsun,alınması gereken ibreti,mesajı,dersi aldım.Cenab-ı Hak bu hizmetinizde daim ve muvaffak eylesin.Amin..
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
yusra
bu adresi tevafuken gördüm ama çok mutlu oldum. böyle güzel sitelerinde varlığı beni inanılmaz sevince boğuyor. rabbime binlerce kez şükürler olsun. sizin gibi değerli kardeşlerimiz sayesinde inş güzelliklerle tanışır. RABBİM RAZI OLSUN...İNŞALLAH EN İYİ ŞEKİLDE FAYDALANIRIZ MUHABBETLE:)
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
yalnızlık
duanın kabulunde kişinin durumu değil, latifenin durumunun önemli olduğu ifade edilmektedir. Ancak bu latifenin ne olduğu bilinmemektedir. bu insan bunu ne kadar köreltmedi ise o kadar daha çok kabul lur manasına mı geliyor
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ender56

"Fakat insanda öyle bir lâtife, öyle bir halet vardır ki, o lâtife lisanıyla her ne sual edilirse, -velev ki fâsık da olsun- Cenâb-ı Hak o lâtifeye hürmeten o matlubu yerine getirir. O lâtife pek uzaktan bana göründü ise de, teşhis edemedim."bu bölümü biraz daha izah eder misiniz?Burda anlatılmak istenen bir insan ne kadar günahakar olursa olsun kalben Allah'tan bir şey istese Allah o isteğini yerine getirirmi diyor?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Üstadımızın “teşhis edemedim” dediği böyle bir latife hakkında bizim bir şey konuşmamız mümkün değildir. Sadece bir örnek olmak üzere yine Üstat hazretlerinden bir nakil yapmakta fayda vardır:

“Arkadaş! Bilhassa muztar olanların dualarının büyük bir tesiri vardır. Bazen o gibi duaların hürmetine, en büyük bir şey en küçük bir şeye musahhar ve muti olur. Evet, kırık bir tahta parçası üzerindeki fakir ve kalbi kırık bir mâsumun duası hürmetine, denizin fırtınası, şiddeti, hiddeti inmeye başlar.”

İşte ızdırar lisanıyla yapılan duaların kabul olması gibi o latife ile yapılan dualar da kabul ediliyor diye düşünebiliriz.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...