"İ’lem eyyühe’l-aziz! Yıldızlar, şemsler arasında mümâselet olduğu gibi filcümle müsâvat da vardır. Binaenaleyh, onlardan biri ötekilere rab olamaz. Ve onlardan birine rab olan, hepsine de rab olur. Ve keza, her şeye de rab olur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Mümaselet, “benzerlik, birbirinin misli olmak”; müsavat ise “eşitlik” demektir.
Bu cümleleri, On Yedinci Lem’a, İkinci Nota'da geçen, “Mahlûkat mabudiyetten uzaklık noktasında müsavi oldukları gibi mahlûkiyet nisbetinde de birdirler” cümlesinin verdiği tevhid dersinin, yıldızlar âlemine tatbiki olarak düşünebiliriz.
Bir kitaptaki bir cümle veya kelime diğerlerinin kâtibi olamaz, zira hepsi “yazı olma” noktasında birbirinin misli ve benzeridirler. Kâtip ise, yazı cinsinden olmayan ve bütün yazıları kaleme alan ayrı bir zattır.
Her bir yıldız, sema sayfasında, kudret kalemiyle yazılmış bir kelimedir. Diğer yıldızlarla aynı mahiyeti taşır. Bu yönleriyle, yani yıldız olmaları bakımından bütün yıldızlar birbirinin mislidir ve birbirine eşittir. Bunlardan birinin diğerlerine Rab olması düşünülemez.
Bu dersi sadece yıldızlara mahsus olarak görmeyip, başka mahlûklara da tatbik edebiliriz. Bütün ağaçlar ağaç olmakta, bütün canlılar canlı olmakta, bütün cansızlar cansız olmakta ve nihayet bütün mahlûkat mahlûk olmakta eşittirler. Bunlardan biri diğerlerine Rab olamaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü