"İlimle gelen mesail-i imaniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalb, sır, nefis, ve hakeza, letaif kendine göre birer hisse alır, masseder." İlim olmadan iman olmaz mı? Okuma yazma bilmeyen evliyalar olduğu biliniyor!..
Değerli Kardeşimiz;
İlim, sadece medresede ve okullarda öğretilen ve kazanılan bir müktesebat değildir. Tefekkür, tecrübe, kemalat, nefis terbiyesinden sonra hasıl olan ilham gibi birçok unsur, insanı ilmen terakki ettirebilir. Bu inceliğe halk dilinde alaylı-mektepli deniliyor. Yani kimisi hayat içinde, kimisi de eğitim ve öğretim müesseseleri ile tekemmül eder.
Ayrıca ilmin çok safhaları ve dereceleri vardır. En avam bir mümin bile kendi kalp ve duygularını idare ve tatmin edecek bir ilme sahiptir. Mesela, Üstad Hazretleri kâinatı eline alıp tefekkür edebilirken, avam bir mü’min basit bir hâdisede, basit bir ilim ile kendini kurtarabilir. İlimden maksud olan, sadece havas ve âlimlerin ilmî derecesini anlamak demek değildir.
Mesela, avam birisinin, meyhanelerin önünde her gün kavga olurken, hatta cinayet işlenirken, camilerde en ufak bir tartışma ve kavga olmuyor diye düşünüp; demek ki bu hak, o batıldır demesi bile, bir tefekkürdür, ilimdir. Bu yüzden her tabakadan insanda ilim hükmediyor.
Akıl; ilmi duygulara aktaran kuvvetli ve en tesirli bir vesilesidir. Medrese ilmi az ya da hiç olmayan evliyalara -haşa- cahil demek, doğru değildir. Belki böyle evliyalara alaylı âlimler nazarı ile bakmak gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü