İnsan ruhunun terkip değil, bir bütün olduğunu ve bu şekilde yaratıldığını anlıyoruz. Ruhumuz vasıfları ile beraber yaratılmış, çocukluğumuzda ruhun durumu nasıldır, insan büyüdükçe ruh da mı büyür?
Değerli Kardeşimiz;
Eşya iki temel hakikatten müteşekkildir; bunlardan birisi araz, diğeri cevherdir.
Cevher eşyanın aslını ve özünü teşkil eder. Burada değişme, tebeddül ve tağayyür olmaz. Ama aslını korumakla beraber tekemmül olabilir. Zaten değişme ve dönüşme kendi aslî yapısını bırakıp, farklı bir yapıya girmek mânâsında kullanılmıştır. Bu mânada cevherlerde bir değişme olmaz, asliyetini kaybetmezler. Cevherler kâinatta arazlara nisbetle daha az bulunur, bir nevi arazlara mahal ve mekân vazifesi yaparlar. Kâinatta her şey cevher temeli üzerine kurulmuştur. Mesela, insan mahiyeti ruh cevheri üzerine bina olmuştur.
Araz ise eşyada değişen, tebeddül eden, sürekli halden hale geçen ve kâinatta en faal olarak bulunan vasıflardır. Bunlar kendi başlarına vücutlarını idame ettiremezler. Mesela yaş-kuru, sert-yumuşak, acı-tatlı, büyük-küçük, az-çok, uzun-kısa gibi vasıflar araza misal olarak verilebilirler. Arazların en ziyade olduğu kısım cismanî ve maddî eşyalardır. Zaten tebeddül de buralarda oluyor. Mesela uzun bir cisim, kısalabilir bir halden bir hale intikal eder. Sert bir cisim, bir takım kimyevî muamelerle yumuşayabilir. Yaşlık kuruluğa, enerji maddeye, madde de enerjiye dönüşebilir. Bütün bunlar arazın tebeddüle müsait olduğunu gösterir. Cevher ve araz mefhumlarını en güzel izah eden misal, ruh ile ceset misalidir.
Ruh bir cevherdir asla değişmez, dönüşmez, başkalaşmaz, bir halden başka bir hale intikal etmez. Basittir, yani terkip değildir. Zâtı ile kaimdir, başka bir şeye muhtaç değildir. Bir şey iken başka bir şey olmaz. Ama ruh kendi asliyetini bozmadan tekemmül edip kemale erer. Netice olarak, cevher olan ruh asla araz olan maddeye tebeddül etmez.
Ceset ise ruh ile kaim bir arazdır. Ruh temeli üzerine kurulmuş bir bina gibidir. Ruh asliyetini muhafaza ederken, ceset her an değişir. Fena ve zevale mahkûmdur. Madde ve enerji de birer arazdırlar. Bu yüzden değişip başkalaşabilirler. Mesela, maddenin enerjiye dönüşmesi gibi. Onun için ruh ile madde iki farklı mahiyettir. Biri cevher iken, diğeri arazdır, asla birbirlerine dönüşmezler. Arazın cevher, cevherin de araz olamayacağı ittifak ile kabul edilmiştir.
Terkip, mahiyeti itibari ile dağılmaya ve tebeddüle müsaittir. Zira birkaç maddenin bir araya gelmesi ile oluyor. Ruh basit olduğu için dağılmaz, bozulmaz, değişmez.
Ruhun dağılmadığının en büyük ispatı, kâinattaki kanunların devamlı olması ve asla değişmemesidir. Nitekim yerin kaldırma kanunu yüz bin yıl önce de aynı idi, şimdi de aynıdır. Aynı şekilde kanunun kardeşi olan ruh da kanunlar gibi değişmez ve başkalaşmaz. Şayet değişse idi, insanlık diye bir tür olmazdı. Nasıl bitkilerde hâkim olan kanunlar bu türün bir çeşit ruhu ise, insanlıkta hâkim olan ruh da değişmez ve dağılmaz bir kanundur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü