"İşte en küçük zihayatta hayat böyle tesirini gösterse..." İnsanın avalim-i ulviyede ve ruhiyede ve cismaniyede gezmesi nasıl anlaşılmalıdır ve o âlemlerin insanın mir’at-ı ruhuna irtisam ve temessül etmesi ne anlama gelmektedir?
Değerli Kardeşimiz;
“İşte en küçük zihayatta hayat böyle tesirini gösterse, elbette hayat tabaka-i insaniye olan en yüksek mertebeye çıktıkça, öyle bir inbisat ve inkişaf ve tenevvür eder ki; hayatın ziyası olan şuur ile akıl ile bir insan kendi hanesindeki odalarda gezdiği gibi, o zihayat kendi aklı ile avalim-i ulviyede ve ruhiyede ve cismanîyede gezer. Yani, o zişuur ve zihayat manen o âlemlere misafir gittiği gibi, o âlemler dahi o zişuurun mir’at-ı ruhuna misafir olup, irtisam ve temessül ile geliyorlar.”(1)
Burada insanın o âlemlere manen misafir gittiği ifade ediliyor. Yani insan hem manevi âlemleri hem de cismani âlemleri, mesela hem melekler âlemini, hem de yıldızlar âlemini tefekkür edebilmekte, böylece o âlemlere manen misafir gitmektedir. Bunun en güzel bir misali görme hadisesinde kendini gösteriyor. İnsan bir yıldıza baktığı zaman nazarı o yıldıza ulaşmış, dolayısıyla da ona misafir gitmiş gibi olur. O yıldız da görüntüsüyle insanın gözbebeğinde tecelli etmekle sanki iade-i ziyaret yapar. Böylece iki yönlü bir misafirlik gerçekleşir.
İşte bir meleği yahut bir yıldızı, bir gezegeni düşündüğümüzde de fikrimiz o şeye ulaşmış gibi olur. Bu düşünce anında da o şey bizim aklımıza misafir gelir ve biz o misafirle sohbet edercesine onu incelemeye başlarız.
Hangi âlemi düşünüyorsak o âlem bizim ruh aynamıza girmiş, onda kendini göstermiş ve temessül etmiş gibi olur.
1) bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, Birinci Maksat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü