"Kâinatın heyet-i mecmuasındaki teavün, tesanüd, teanuk, tecavübden tezahür eden sikke-i kübra-yı uluhiyettir ki, Bismillah ona bakıyor..." cümlesini ve mefhumları açıklar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Teavün: Kelime olarak yardımlaşma demektir. Kâinatın bütün parçaları arasındaki şiddetli münasebete kinaye olan bir kelimedir. Güneş’in denizi buharlaştırması, rüzgârın bulutları taşıyıp toprağın imdadına koşması bunu en açık misalidir.

Tesanüd: Dayanışma içinde olmak demektir. Yine yardımlaşmada olduğu gibi, kâinatın en küçük parçasından en büyük galaksilerine kadar her şey arasında bir dayanışma ve yardımlaşma manası hükmediyor. Kâinatın bir ucundaki bir küre ile diğer ucundaki küre arasında bizim idrakinden aciz kaldığımız gizli ve ince bir dayanışma mevcuttur. Dayanışma yardımlaşmaya nisbetle, biraz daha geniş bir halkadır.

Teanuk: Kucaklaşmak ve kenetleşmek manasına gelir. Teavün ve tesanüdün biraz daha ileri mertebesini ifade eder. Yani kâinat ve unsurları arasında öyle şiddetli bir münasebet var ki, âdeta birbirlerine kenetlenmiş ve kucaklaşmış gibidirler. Kâinatı âdeta parçalanması ve bölünmesi imkânsız bir bütün hâline sokuyor.

Tecavüb: Cevaplaşmak, haberleşmek manasına gelir. Cevaplaşmada konuşmak ve dertleşmek manası hükmeder ki, parçalar arasında bütünlük manasının en son ve kâmil manasıdır. Yani kâinat ve unsurları, âdeta ana ile evlat gibi birbirleri ile konuşup dertleşiyorlar. Güneş ile toprak konuşacak derecede birbirleri ile şiddetli münasebet içindedirler. Kalp ile beyin arasındaki sinirler ve damarlar, âdeta cisimleşmiş bir hitaplaşma ve cevaplaşıp konuşma gibidir. Daha buna benzer nice misaller vardır. Bugün fen ilimleri bu manayı daha da netleştirimişir.

"Kâinatın heyet-i mecmuasındaki teavün, tesanüd, teanuk, tecavübden tezahür eden sikke-i kübra-yı uluhiyettir ki, Bismillah ona bakıyor." (Lem'alar, On Dördüncü Lem'a, İkinci Makam.)

Kâinatın umumunda ve içinde bulunan unsurlar arasında muazzam bir yardımlaşma, dayanışma, kenetlenme, cevaplaşma vardır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 16.889
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Keşşaf123
Yaşasın! Allah razı olsun bir şey öğrendim:)
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Keşşaf123

Peki bunu insanlara tevcih edersek nasıl bir düşünceye girmek lazım yani insanların birbirine anlaması cevap vermesi yardım etmesi o da mı Allah yardımıyla oluyor yani bunun Allah yardımıyla olduğuna iman ediyorum fakat insanlarda bir irade var yardım edip etmemek insana bağlı birazda bunu nasıl açıklayabiliriz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
İnsan iradesi yaratmaya muktedir olmadığı için sadece talep eder Allah'ta bu talebi adetullaha uygun ise kudreti ile yaratır. Bu yüzden insanın bir nimetin oluşmasında etkisi yüz cüzde bir cüzdür zira nimet vücudi olduğu için yüz cüzün teşekkül etmesi ile meydana gelebiliyor. Ama nimetin yok edilmesi ya da ademe mahkum edilmesinde insanın iradesi tek başına yeterli olabilir. Zira adem ve tahrip vücudi gibi yüz şart ya da cüzün olmasına bakmaz bir cüzün olmaması yeterlidir. İnsan iradesini hayırdan çekti mi o hayrın ademi için yeterlidir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...