KEBAİR

Allah’ın emirlerine aykırı davranışların bir kısmı büyük günah, bir kısmı da küçük günah olarak adlandırılır. Bu tabirin geçtiği bir ayette şöyle denilmektedir:

“Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız.” (Nisâ, 31)

Büyük günahlar (yedi kebair) bir hadis-i şerifte şöyle sıralanmıştır:

Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, harpten kaçmak, namuslu kadınlara zina iftirasında bulunmak.

Kebâir kelimesiyle ifade edilmediği halde, yukarıdaki hadiste bildirilen fiillerin dışında birçok suçlar daha vardır ki, onlar İslâm âlimlerince, ayet ve hadisler doğrultusunda, büyük günah kabul edilmiştir.

İbn Abbâs’a göre: “Allah’ın yasak ettiği her şey büyük günahtır.”

İbn Salâh’a göre: “Büyük ismi verilecek şekilde büyük olan ve mutlak surette büyüklükle vasıflanan her günah büyüktür.” Buna göre büyük günahların bazı alâmetleri vardır. Mesela: Şer’i cezayı icab ettirmek; Cehennem azabıyla tehdit olunmak; yapana fasık denilmek; lânet olunmak gibi.

Hz. Ömer ve İbn Abbas, “İstiğfarla büyük günah, ısrarla da küçük günah kalmaz” demişlerdir. Yani istiğfarla büyük günahlar affedilir. Fakat küçük günahlar ısrarla işlenmeye devam edilirse, onlar da büyük günah olur.
Bu konuda Barla Lahikasında şu cümleler geçmekedir:
"Hem mektubunuzda yedi kebâiri soruyorsunuz. Kebâir çoktur; fakat ekberü’l-kebâir ve mûbikat-ı seb’a tâbir edilen günahlar yedidir: Katl, zina, şarap, ukuk-u vâlideyn (yani kat-ı sıla-i rahim), kumar, yalancı şehadetlik, dine zarar verecek bid’alara taraftar olmaktır."
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...