"Kenzü’l-Arş duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur’âniyede, yanlışlığın tarafımızdan nasıl karşılandığını sual eden ve hatâsının esbabını..." Kastedilen risale Rumuzat-ı Semaniye midir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Evet, medar-ı bahs Risale, Rumuzat-ı Semaniyedir.

Kenzül-Arş duası, Mecmuatu’l-Ahzab / Muhyiddin el-Arabi cildinin 215-231. sayfalarında yer almaktadır. Sonlarına doğru Kur’an’ın ayet, kelime ve harflerinin sayısına ve her harfin tekrarlanan adedine dikkat çekilmiştir.

Kuvvetle muhtemel Üstad bu duayı okurken, bu harflerin sayı tevafuklarına dair istihraçta bulunmuş ve Rumuzat-ı Semaniye adlı eserinde izah etmiştir.

Bahis mevzuu hata ise Barla Lahikasında geçen aşağıdaki mektubda izah edilmektedir:

بِاسْمِهِ - وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ الْقُرْاٰنِ وَ اَسْرَارِهَا

"Ey bu dâr-ı fânide medar-ı tesellilerim, bu diyar-ı gurbette enislerim ve esrar-ı Kur’aniyede beni iştiyaklarıyla konuşturan zeki, ferasetli muhataplarım!"

"Sizlere, yalnız bir iki dakika temaşa etmekle, ne derece acınacak bir halde, nâkıs bir hat ile çalıştığımı ve sizin kıymettar kalemleriniz, ne kadar bana ehemmiyetli olduğunu ihsas etmek için kendi hattımla tashihsiz bir fihriste-i huruf göndermiştim. Halbuki sizler bir iki dakika değil, saatlerce baktınız ve günlerce zapt ettiniz. Bundan anladım ki siz ona fazla merak ediyorsunuz. Onun için size o listenin tebyizini gönderiyorum. İsterseniz kendinize bir suret alırsınız."

"Fakat bunu biliniz ki bu fihriste muvakkat bir me’haz olmak için takribî bir tarzdadır. Ben kolaylık için kısmen eski mahfuzatıma, kısmen iki mikyas ile yeniden hesap ile dokuz saatte perişan hattımla yazmıştım. Sonra anladım ki bu vâdide bir tefsir köyümüzde var. O tefsiri getirdik, mukabele ettik. Ekseriyet-i mutlaka ile tevafuk etmişiz, birkaç büyük yekûnlerde on on beş küçük yerlerde muhalefet oldu. Tahkikat neticesinde, tefsirin matbaa ve müstensihlerin eser-i sehvi olarak muhalefet olmuş. İki üç yerde müsvedde listemizi tashih ettik. Sonra o tashihimizin yanlış olduğunu anladık, daha listemizi değiştirmedik. Matbaa hatası olarak tefsir tashihe muhtaç zannettik fakat edemedik. Çünkü sahibi büyük bir müdakkik ve matbaa da Camiü’l-Ezher yanında ve kurbünde, Ezherî ulemasının nazarı altında olduğundan tashihe cüret edemedim."

"Aynı tefsiri, tebyiz ile beraber gönderiyorum. Ona bakarsınız fakat tenkide uğraşmayınız. Çünkü benim listem takribîdir, daha tahkikî yapmadım. Tefsir ise çoğunda rivayete istinad eder. Hem bazı Sure-i Mekkiye’de Medeni âyetler girmiş. Belki hesaba dâhil etmemiş. Mesela, Sure-i Alak’ta hurufu yüz küsur demiş. Muradı, en evvel nâzil olan nısf-ı evveldir. O doğru söylemiş. Ben ise eski mahfuzatıma istinaden mecmu-u sureyi zannettiğim için onun savabında hata etmişim."

"Hem tevafuktaki esrar, küllî yekûnlere bakar. Takribî fihriste bize kâfidir. Kenzü’l-Arş’ın üç nüktesinde yazılan tevafukat, küsuratın değişmesiyle değişmezler. Belki büyük yekûnlerin değişmesiyle dahi o tevafukat bozulmaz. Mesela, Sure-i Kehf ile otuz dokuz sure, 1.000 adedinde ittifak ediyorlar. Bir iki tane 1.000 adedini kaybetse o mühim tevafuk bozulmaz. Ve hâkeza…"

"Küsuratın çendan esrarı var, daha bize tamamıyla açılmadı. İnşâallah açıldığı vakitte, fihriste dahi tahkikî bir surete girecek."(1)

(1) bk. Barla Lahikası, 230. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.387
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...