"Köylü mâsum kadınların nafakalarını kendileri çıkarmak için çalışmaları nev’inden kendinizi idareye çalışınız." Bu bağlamda, şehirde yaşayıp çalışmak isteyen hanımlara hangi meslekler önerilebilir?
Değerli Kardeşimiz;
Burada "şu meslekte çalışabilir, bu meslekte çalışamaz" demek yerine, "şu şartlarda çalışabilir" demek daha yerinde olur. Çünkü her bir meslek için ayrı bir fetva vermek ve tahlil yapmak mümkün değildir. Bu sebeple bazı umumi kaide ve şartlar tahtında "çalışabilir ya da çalışamaz" demek gerekiyor.
"İslâm'a göre, kural olarak kadın, ev içinde ve dışında çalışabilir; ailesinin ihtiyaçlarını sağlamada kocasına yardımcı olabilir. Şartlara ve ihtiyaçlara göre, aile hayatında eşlerin rollerinin değişmesi de mümkündür. Önemli olan hayatın huzur ve düzen içinde geçmesi, ihtiyaçların karşılanmasında bireylerin imkân ve kabiliyetlerine uygun sorumlulukları dengeli şekilde üstlenmeleridir. Bazı kaynaklarda yer alan Hz. Peygamber (asm)'in, evin iç işlerini kızı Hz. Fatıma'ya, dış işlerini ise damadı Hz. Ali'ye yüklemiş olması, Müslümanlar için bir aile modeli oluşturma amacına yönelik bağlayıcı bir kural değil, ihtiyaç, örf ve âdete dayalı tavsiye niteliğinde bir çözümdür."(1)
Kadın, mali ve ticarî sahalarda erkeklerle eşit konumda olup, herhangi bir kısıtlamaya maruz değildir; ticaret ve borçlar hukuku alanında erkeklerin sahip oldukları bütün hak ve yetkilere sahiptir. İslâm dininde erkek kadın ayrımı yapılmaksızın, çalışıp kazanmak teşvik edilmiş ve Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
"İnsan için ancak çalıştığı vardır." (Necm, 53/39);
"… Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır; kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allâh'ın lütfundan nasibinizi isteyin..." (Nisa, 4/32) .
Bir kadının iş yerinde çalışması için belli başlı şartlardan biri, tesettürüne mani olunmaması, vakar ve ciddiyeti hafife alınmamasıdır. Aynı zamanda kadının tek erkekle baş başa kalmamasıdır. Zira Resulullah Efendimiz (asm.) bir kadın bir erkekle baş başa kalırsa üçüncülerinin şeytan olacağını bildirmiştir.
Demek oluyor ki, çalışmak zorunda kalan kadın, tesettürüne, iffet ve vakarına halel gelmeyen ciddi bir iş yerinde çalışabilir. Bu şartların yok olduğu yerde kadının çalışma şartı da yok demektir.
Zaten çalışıp kazanma mecburiyeti erkek içindir. Kadın evinde oturur, çoluk çocuğuna bakar. Erkek ise dışarda çalışıp çabalayarak ailesinin ihtiyaçlarını karşılar. Bizim sözünü ettiğimiz şartlar, herhalde böyle himaye edicisi olmayan ve ihtiyaç içinde çırpınan kadınlar içindir. Kocası izin vermezse zaten kadın çalışamaz. Kocasının kazancıyla idare etmesi şart olur yahut beyinin izni gerekir.
Bir kadının yabancı bir erkeğin evinde veya iş yerinde çalışması İslâm'ın emrettiği şekilde olursa, yani birkaç kadın ile birlikte veya açık bir yerde çalışırsa bunda bir beis yoktur. Ama, kapalı bir yerde yalnız yabancı bir kimse ile birlikte kalacak olursa, halvet olduğundan haramdır. (2)
"Köy kadınları gibi kendi nafakasını kendi çalışmasıyla kazanmak, on defa daha kolaydır."
Bu ifadeyi yukardaki fıkhi kaideler ışığına anlamak gerekir. Yoksa bu ifadeye dayanarak yeni bir fıkhi yorum yapmak doğru olmaz.
Dipnotlar:
(1) bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, X/165, No: 9118; XIII/284, No: 16355; Ömer Nasuhî Bilmen, Hukuk-i İslamiyye, II/484.
(2) bk. el-Fıkıh 'ala'l-Mezahip el-Arbaa, III/125.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü