"Kudret-i İlâhiyenin yerine, o ilim ve kelâmdan gelen ve yalnız vücud-u ilmîsi bulunan o kanunları ikame etmek ve ellerine icad vermek,.." Âdetullah kanunlarının kelam sıfatı ile ilgisi nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"O Sultan-ı Ezelînin hikmetinden gelen nizâmât-ı kâinatın mânevî kanunlarını birer maddî madde tasavvur ederek ve saltanat-ı rububiyetin kavânîn-i itibariyesi ve o Mâbûd-u Ezelînin şeriat-ı fıtriye-i kübrâsının, mânevî ve yalnız vücud-u ilmîsi bulunan ahkâmlarını ve düsturlarını, birer mevcud-u haricî ve maddî birer madde tahayyül ederek, kudret-i İlâhiyenin yerine, o ilim ve kelâmdan gelen ve yalnız vücud-u ilmîsi bulunan o kanunları ikame etmek ve ellerine icad vermek, sonra da onlara 'tabiat' namını takmak ve yalnız bir cilve-i kudret-i Rabbâniye olan kuvveti, bir zîkudret ve müstakil bir kadîr telâkki etmek, misaldeki vahşîden bin defa aşağı bir vahşettir."(1)
Her bir mahlûkta ve yaratma işinde, Allah’ın ezelî ve ebedî olan yedi sıfatı tecelli eder. Bazen bir sıfat aşikâr okunurken, diğeri zımni ve hafi olarak okunur. Mesela, kâinatın tümünde kudret sıfatı çok bariz ve aşikâr olarak okunur, diğer isimler biraz daha latif ve hafi kalır.
“ …O ilim ve kelâmdan gelen ve yalnız vücud-u ilmîsi bulunan o kanunlar” ifadesinde kanunların kelâmdan gelmeleri “vücud-u ilmî”lerinin bulanması cihetiyledir. O kanunların Allah’ın ilminde ilmî vücutları vardır. İcraata konulmaları ise kudret sıfatı iledir.
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Üçüncü Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü