KÜLLÎ UBUDİYET
Ubudiyet-i küllîye kavramı, Nur Külliyatında farklı yönleriyle çokça nazara verilir. “İyyake na’büdü” (Biz yalnız sana ibadet ederiz) ayetinde, kişinin tek başına da olsa Rabbine ibadet ederken ben yerine biz demesiyle üç ayrı cemaate işaret edildiği işlenir:
Birisi, dünyadaki bütün Müslümanlar, diğeri kâinatta Allah’ın kendilerine verdiği vazifeyi en güzel şekilde yerine getirmekle ibadetlerini yapan bütün mahlukat, üçüncüsü ise insan vücudunda görev yapan bütün hücreler ve atomlar, bütün duygular ve hisler.
İnsan, “İyyake na’büdü” derken bu üç cemaati niyet edebilse ubudiyet-i küllîye yapmış olur.
Kulluğun görevlerinden birisi de şükürdür, bunun da küllî yapılması gerekir.
Kulluk görevi içine giren her ibadet, her tespih, her şükür, her tefekkür küllî yapılabilir.
Birisi, dünyadaki bütün Müslümanlar, diğeri kâinatta Allah’ın kendilerine verdiği vazifeyi en güzel şekilde yerine getirmekle ibadetlerini yapan bütün mahlukat, üçüncüsü ise insan vücudunda görev yapan bütün hücreler ve atomlar, bütün duygular ve hisler.
İnsan, “İyyake na’büdü” derken bu üç cemaati niyet edebilse ubudiyet-i küllîye yapmış olur.
Kulluğun görevlerinden birisi de şükürdür, bunun da küllî yapılması gerekir.
Kulluk görevi içine giren her ibadet, her tespih, her şükür, her tefekkür küllî yapılabilir.