Kur'an tefsiri yazmak için silsilei aliyyeden icaz alınması gerekiyormuş. Yoksa yapılan tefsir boşa kürek çekmiş gibi olur deniyor. Bunun aslı var mıdır? Tefsir yazmak için icazet lazım mıdır; Bediüzzaman Said Nursi bu icazeti almış mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
İcazet: Kelime olarak izin ve müsaade anlamına geliyor. Istılahta ise şehadetname, diploma, ilmî ehliyet ve liyakat kazanmak gibi manalara geliyor. Üniversitede mühendislik okuyan bir talebe, icazet, yani diploma almadan bu mesleği icra edemez. İcazetsiz mühendislik icra etmeye yeltense, kaçak ve korsan addedilir.
Aynı mana dini ve manevi ilimlerde de geçerlidir. Medreseden icazet almamış, yani o ilimleri hakkı ile talim etmemiş birisinin tefsir yazmaya yeltenmesi elbeette ki doğru değildir.
İcazet, öyle birilerinin keyfi olarak, “Sana verdim gitti.” demesi ile olmaz. Kişinin ilmen ve manen o şeye liyakat kazanması gerekir. Liyakat olmadan icazet olmaz. Ama bazen liyakat olup da icazet olmayabilir. Buna halk dilinde mektepli, alaylı denilir.
Üstad Hazretleri devrin ulemasının icazetini alması hasebi ile hem mektepli hem de bir cihetle alaylı sayılır. Zira Üstad Hazretlerinin zahiri olarak üç ay gibi kısa bir medrese tahsili bulunuyor.
Yukarıdaki ölçüler ışığında meseleye bakacak olursak, tefsir yazmak için şeyhten değil, ilimden ve medreseden icazet alınır. Ama şeyh aynı zamanda ilim ve medrese sahibi ise, o zaman onun oluru olmadan, onun bir talebesinin boyundan büyük işlere kalkışması elbette şık olamaz. Hoca, talebesinin kapasitesini bilir ve ona göre bir değerlendirme yapar.
Ama kast edilen icazet, ilimsiz ve liyakatsiz bir takım şeyhlerin izni ise bu tam bir safsatadır. Tefsir yazmak için böyle bir şart bulunmuyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü