Kur'an'ı Arapça harflerle okumanın sevabı, her harf için en az on hasene. Bu Arapça'nın kutsal bir dil olduğunun da ispatı. Osmanlıca olan Risale-i Nurlar için de aynı şey söylenebilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
Evvela Arapça'nın diğer dillere sevap bakımından bir üstünlüğü ve fazileti yoktur. Ama dilin zenginliği ve genişliği itibari ile diğer dillere karşı bir üstünlüğü ve galibeyeti vardır. Allah Arapça'ya değil, Kur'an kelime ve harflerine sevap yazıyor. Tersi olmuş olsa idi Arapça yazılmış bütün kitapların aynı özellikte kudsi olması gerekirdi. Mesela, Arapça yazılmış din aleyhindeki bir kitabın da sevabı olması iktiza ederdi.
"Arapça ve Farsça'nın cennet lisanı" olacağına dair rivayetler de vardır, ama bu sevap ve fazilet noktasını değiştirmez.
Kur’an tefsirlerini hattı Kur’an ile de okusak, Kur’an gibi her harfine on sevap yazılmasına dair bir kaynak ve delil yoktur. Yani hiçbir kelam Kur’an kelamı gibi sevap ve fazilete medar değildir. Ama o tefsirler Kur’an’ın mana ve esasını ders ve talim etmesi açısından çok sevap ve faziletlere mazhardır. Zaten ilmin talimi bizzat kendisi bir sevaptır.
Risale-i Nur'u Osmanlıca'dan okumak ve ona teşvik ise, o hattı muhafaza etmek, Kur’an lisanını taze ve diri tutmak içindir. Zira o alfabe Kur’an ile ümmet arasında bir köprüdür. O köprünün muhafazası için hattı da muhafaza etmek gerekir.
Din düşmanları, din ile insanlar arasındaki köprüleri özellikle imha etmişlerdir. Amaç irtibatı tamamen kesmektir. Onun için biz de mümkün mertebe o hattı öğrenip başkalarına da öğretmemiz gereklidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü