"Kur’ân’ın bir nevi tefsiri olan Sözlerdeki hüner ve zerafet ve meziyet kimsenin değil, belki muntazam, güzel hakaik-i Kur’âniyenin mübarek kametlerine yakışacak mevzun, muntazam üslûp libasları, kimsenin ihtiyar ve şuuruyla biçilmez.." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur'un insanlara tesir eden üslubu, ikna gücü, mukni delilleri, akıl ve kalbi tatmin etmesi, her kesime hitap etmesi gibi üstün meziyetleri hep Kur’an’ın bir bereketi ve onun manevi bir tefsiri olmasının bir neticesidir.
Risale-i Nur'un bütün güzellikleri ve meziyetleri Kur’an’dan gelmektedir; yoksa Üstad'ın şahsi ilminin ve şahsi gayretinin bir mahsulü değildir. Bu paragrafta Üstad Hazretleri Risale-i Nur'u ve onun üstün meziyetlerini, kendine değil, Kur’an’a veriyor ve onun birer manevi mucizesi olduğunu beyan ediyor.
Kur’an ile onun manevi bir tefsiri olan Risale-i Nur arasında külliyet-cüz’iyet münasebeti bulunuyor. Yani Kur’an okyanus, Risale-i Nur ise bu okyanustan bir damla mesabesindedir. Malum, damla okyanusun bir cüz’ü olması münasebeti ile okyanusta haşmet ve azametle bulunan mizan ve kıymetleri kendi üzerinde cüz’iyetle bulundurur.
Kur’an'da külliyet ve mucize ile inikâs eden belağat ve cezalet Risale-i Nur'da keramet ve cüziyetle aksetmiştir, diyebiliriz. Risale-i Nur'un ibarelerindeki keskinlik, derinlik ve tesir bunun en büyük vesikası ve en büyük delilidir. Öyle ki Risale-i Nur'dan bir cümle bir kitap derinliğinde belagat ihtiva ediyor. Mesela, ilk dokuz söz (Küçük Sözler) ciltlerle kitap kıymetinde ve yüzlerce nasihatten daha tesirlidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü