"Kuva", "kavanin", "kuvvet" ve "tabiat" kavramlarını açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Kuva, kelime olarak güçler ve kuvvetler anlamına geliyor. Istılahta ise, fıtri ve tekvini şeriatın birer hükmüdürler.
Kavanin, kelime olarak kanunlar anlamına geliyor; devlet idare kaideleri gibi. Istılahta ise, fıtri ve tekvini şeriatın her bir meselesine deniyor.
Tabiat, kelime olarak yaratılış, huy, karakter anlamlarına geliyor. Istılahta ise, şeriat-ı fıtriyye veya hadiselerin ve varlıkların bağlı olduğu kanunların genel bir ismidir.
Görüldüğü üzere, ifade ve kavramlar birbirine yakın manalar ifade ediyor.
Suyun kaldırma işini İlahi kudret yapar, güneşin cisimleri çekme ve itme işlerini yapan da İlahi kudrettir. Yerin cisimleri çekme işini de İlahi kudret yapar, vs...
Kudret nerde tecelli ederse, o tecelli ettiği işin adı ile anılır, hepsinin gerçek faili İlahi kudrettir. İsimlendirme sonradan insanlar tarafından yapılıyor.
Kanunlar ve sebepler, aslında Allah’ın ezeli iradesinin birer tecelli merkezleri ve tecelli uçlarıdırlar. Bu sebeple, kanunların ve sebeplerin her an ayakta ve işler halde durmaları ezeli irade ve kudretin orada cari olması iledir. Yani Allah ezeli iradesini ve kudretini çekti mi ortada kanun, sebep ya da tabiat diye bir şey kalmaz. Hatta kanun ve sebepler âdeta mücessem birer irade ve kudrettirler denilebilir.
Kâinattaki bütün kanunlara, prensiplere, kurallara Allah’ın kudret sıfatının birer tecellisi birer cilvesi nazarı ile bakabiliriz. Allah’ın irade sıfatının arşı olan âlem-i emirde kanunların emri ve komutu yazıldıktan sonra o emrin tatbik ve uygulamasını Allah’ın kudret sıfatı yapar.
Mesela, âlem-i emirde suya kaldırma kuvveti, güneşe itme ve çekme kuvveti verilir. Verilen bu kuvvetin tatbik ve eyleme dökmesi işini de Allah’ın kudret sıfatı yapar. Kuva, kavanin ve tabiatın manaları bu gibi şeylerdir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü