"Mecmaü'l-mesakin, melceü'l-fukara, hakkı himaye, hakikatı muhafaza, gururu men, tekebbürü def eden, yegâne İslamiyet'tir." Bu cümleyi açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"Hülasa أَنُؤْمِنُ lâfzında onların fesadlarına, ifsadlarına, gururlarına ve nifaklarına gizli birer remiz vardır."
كَمَآ اٰمَنَ السُّفَهآءُ : Yani, “Kâmil zannettiğiniz mü’minler, nazarımızda zelil ve fakir bir cemaattır. Onların herbirisi bir kavmin sefihidirler.”
"Birincisi: Mecmaü'l-mesakin, melceü'l-fukara, hakkı himaye, hakikatı muhafaza, gururu men, tekebbürü def eden, yegane İslamiyettir. Evet, kemal ve şerefin mikyası İslamiyettir."(1)
Burada münafıkların ruh hali anlatılıyor. Onlar kendilerini kamil bir Mümin gibi göstermeye çalışıyorlar, ama iç halleri onları yalanlıyor ve uyum içinde olmadığını bir şekilde ihsas ettiriyor.
Mecmaü'l-mesakin: Bu tabirde her beldenin ve kavmin münafıkları ve nifakçıları vardır, onlar ise kavimlerinin en aşağılık olanlarıdır.
Melceü'l-fukara: O münafıkların zahiren kuvvetli ve zengin olmalarına bakma, onlar Allah katında alçak, sığınaksız fakir kimselerdir.
İslam, hakkı ve hakikati himayeyi emrederken, münafıklar hakka ve hakikate tecavüz ederler.
İslam gururu, yani amele güvenmeyi men ederken, münafıklar hayatlarındaki bazı küçük ve önemsiz iyi hallere bel bağlarlar ve onunla kurtulmayı arzu ederler.
İslam, tekebbürü, yani kibirli olmayı yasaklarken, o münafıklar çok kibir içindedirler. Şeref ve olgunluğun mikyası, yani ölçüsü İslam dinidir, yoksa dünyanın mal ve mevkii değildir. Kim içi ve dışı ile İslam dinine tabi olursa o izzet ve şeref sahibidir.
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 13. Ayetin tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü