"Meselâ, ism-i Rahmânın cilvesi olan rahmet-i vâsia, o Rahmeten lil-Âlemîn ile tezahür eder. Ve ism-i Vedûdun cilvesi olan tahabbüb-ü İlâhî ve taarrüf-ü Rabbânî, o Habib-i Rabbül-Âlemîn ile netice verir, mukabele görür." İzahı nasıldır?
Değerli Kardeşimiz;
Allah’ın kâinat sarayında tecelli eden isim ve sıfatlarının manaları ve hikmetleri, ancak Allah Resulü (asm)'ın getirmiş olduğu nur ve hidayet ile anlaşılır. Şayet bu nur olmaz ise, kâinattaki tecelli eden isim ve sıfatlar bilinmez olurdu. Kimse de aklı ile bu isim ve sıfatları göremez ve bulamazdı. Bu manayı tek tek bütün isim ve sıfatlara tatbik etmek mümkündür. Üstad Hazretleri burada bu manaya vurgu yapıyor.
Mesela, Rahman ismi, ancak âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah Resulü (asm)'ın getirdiği iman ve hidayet nuru ile anlaşılır. Kâinatta tecelli eden Vedud ismi yani Allah’ın kendini bize tanıttırıp sevdirmek istemesi, ancak Allah’ın habibi olan Hazreti Peygamber (asm) ile anlaşılıp karşılık bulur. Yani onun getirdiği İslam nuru ile insanlar, Allah’ın bu tanıtma ve sevdirmesine karşı iman ve kulluk ile cevap verir, demektir.
Cemil isminden gelen sonsuz bir güzellik kendini görmek ve göstermek ister; öyle ise kendini görüp göstereceği bir ayna, bir tecelli yeri lazımdır ki, bu en mükemmel ayna Habib-i Kibriya Efendimiz (asm)'dir. Sonra derecesine göre diğer peygamberler ve salih kullar gelir.
Evet, Allah’ın sonsuz güzelliğini en mükemmel bir şekilde görüp gösteren ve bunu insanlara talim ettiren resullerdir. Resuller içinde ise en azam ve en mükemmel olanı ise Fahr-i Kâinat Efendimiz (asm)'dir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar