MEVCUD-U MEÇHUL

ZÂTININ BİLİNMEZLİĞİ

Her şey Allah’ın mülkü ve mahlûku. Akıl ise o her şeyden sadece bir şey. Ve her mahlûk gibi, o da mahdut, sınırlı.

Henüz bir hücreyi bile tam olarak izah edememiş, genin şifrelerini çözememiş. Öte yandan galaksilere sınır biçememiş, semanın azametini rakamlara dökememiş.

Akıl nedir? Nasıl çalışır? Duyu organlarıyla edindiği bilgileri nasıl yoğurur? Hâfızadan nasıl yardım alır? Elde ettiği neticeleri hâfızaya ne ile gönderir? Bu ve benzeri nice sorulara insanoğlu cevap bulmuş değil.

Aslında aklın kendi mahiyetini bilmemesi, insan için büyük bir irşad kapısı, büyük bir hidayet vesilesidir. “Henüz kendini lâyıkınca bilmeyen bir âletin öncülüğüne fazla güvenilmez” diye bir ikaz işaretidir.

Hiçbir akıl kendi mahiyetini bilemez ve yine hiçbir akıl kendi varlığından şüphe etmez. Bu gerçeği iyi değerlendiren insanlar, Allah’ın varlığına yakinen inandıkları gibi, O’nun mukaddes zatını da “bilinmez” olarak bilirler.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...