"Muhyiddin gibi ulûm-u İslâmiyenin bir mucizesi bulunan bir zâtı tezyifte haksızdır." Burada "Muhyiddin-i Arabi'nin bir mucizesi" diye geçiyor; mucize sadece peygamberlere has iken, bu ifadeyi nasıl anlamamız gerekir?
Değerli Kardeşimiz;
Buradaki mucize ifadesi, peygamberlerin gösterdiği mucize değil, günlük dilimizde hoşlandığımız bir şeyi ifade etmekte kullandığımız bir övgü ifadesidir. İkisini birbirine iltibas etmemek gerekir.
Ayrıca “Muhyiddin-i Arabi'nin bir mucizesi” denilmiyor, “Muhyiddin gibi ulûm-u İslâmiyenin bir mucizesi” deniliyor ki, arada çok fark bulunuyor.
Yani İbn-i Arabi İslami ilimlerin parlak ve etkili bir mucizesi oluyor ki, burada mucize zımni bir şekilde yine Allah’a dayandırılıyor. Çünkü İslami ilimlerin iki temel kaynağı bulunuyor; birisi Kur’an, diğeri ise sünnet ya da hadislerdir ki her ikisi de mucizedir.
İbn-i Arabi, mucize olan Kur’an ve sünnetin bir meyvesi, bir mahsulü oluyor. Bu açıdan İmam-ı Gazali, Bediüzzaman gibi İslam alimleri de birer mucizedir. Çünkü güçlerini Kur’an ve sünnetten alıyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü