"Müşahede" , "keşfiyat" , "meşhudat" , "şuhut" kavramlarını açar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Sözlükte “görmek, şahitlik etmek, gözlemlemek; bir nesnenin hakikatine vâkıf olmak” anlamlarına gelen müşahede kelimesi, tasavvufta Allah’ın zuhur ve tecellilerini görmeyi, seyir ve temaşa etmeyi ifade eder. Müşahedenin gözün müşahedesi, kalbin müşahedesi, ruhun müşahedesi ve sırrın müşahedesi gibi mertebeleri vardır.

Keşfiyat ise hakikatleri ortaya çıkarma, keşfetme hâlidir. Cenâb-ı Hakkın ihsan ve ilhamı ile evliyâullahın, hususan evliya-ı izâm hazeratının ve hassaten Kur'ân-ı Hakimin irşadı ile ve feyzi ile Rüesâ-i Evliyâ ve Server-i Kâinat olan Peygamberimiz Resul-i Ekrem (a.s.m) Efendimizin dersi ile bazı sırlar yakalamasıdır. Bunlar, ferd-i ferid-i a'zam makamının zirve-i âlisine yükselen büyük mürşidin vâkıf oldukları mâziye, hâle, istikbale müteallik, kevni, manevi sırlar ve keşifleridir.

Meşhudat, hislerimizle ve gözlerimizle görüp bildiğimiz ve bazı evliyanın keşfen gördükleri manevi bulgulardır. İbn-i Arabi Hazretlerinin "Kâf" dağını gördüm demesi gibi.

Şuhut kelime olarak, görmek ve şahit olmak anlamına gelirken, terim olarak ise tasavvuf yolunda ilerleyen birisinin kalp ve ruh ile çeşitli mertebeleri görmesi anlamına geliyor. Gayb âlemine ait bilinmeyen hakikatleri Allah'ın lütuf ve ihsanıyla gören kimseler.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...