Mutezile'nin, "Medar-ı teklif olan efal ve eşya, kendi zatında, ahiret itibarıyla ya hüsnü var, sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var, sonra ona binaen nehyedilmiş." ifadelerinin dayanağı nedir, bundan dolayı mesul olurlar mı?
Değerli Kardeşimiz;
Mutezile'nin temel görüşü akla ve felsefeye dayanmaktır. Bütün meseleleri bu açıdan değerlendirir ve çözüme kavuşturmaya çalışırlar. Aklı vahyin emrine vermeleri gerekirken, tam tersine, vahyi akla tabi kılmış gibi olurlar. Yani Mutezile, Yunan felsefenin etkisi altında kalmış, akla dayanan, batıla ve bid'ate sapmış bir mezheptir.
Ehl-i sünnet ise vahiy, akıl ve kalp ile hareket eden hak bir mezheptir. Yani Ehl-i sünnet sadece aklı esas almaz, vahyi, -tekvini ya da kelamî vahyi- anlamakta bir araç, bir vesile olarak görür.
Mutezile gibi bid'at ekoller hakkında şu hadislerin hükmü bulunuyor:
"Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir."(1)
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır.
"Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir."(2)
"Hakikat şu ki, kim benden sonra terk edilmiş bir sünnetimi ihya ederse, onunla amel eden herkesin ecri kadar o kimseye sevap verilir, hem de onların sevabından hiçbir şey eksilmeden."
"Kim de Allah’ın ve Rasulünün rızasına uygun düşmeyen bir dalalet bid’atı icad ederse, onunla amel eden insanların günahları kadar o kimseye günah yükletilir, hem de günahlarından hiçbir şey eksitilmeden."(3)
İster amelde olsun ister itikatta olsun, Kur’an ve sünnette olmayan fikirleri savunmak ve onları dine ilave etmeye çalışmak bid'attir; bid'atin cezası hadiste ifade edildiği gibi cehennem ateşidir.
Dipnotlar:
1) bk. Müslim 867; Nesei 3/188.
2) bk. Buhari, İtisam, 16.
3) bk. Tirmizî, Kitâbu’l-İlm, 16, h. no: 2676.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü