Neden İslâm? Yani neden diğer dinler, inançlar değil? Açıklar mısınız ve Risalelerde bununla ilgili yerleri belirtir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Evvela, kainat ve içindeki her şey Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden birer delil birer ayettirler. Dağlar, denizler, ovalar, bitki ve hayvanlar, yıldızlar ve galaksiler hepsi Allah’ın birer sanatı olması noktasından birer ayet birer delillerdirler.

Lakin bu ayetleri insan kendi soyut aklı ile görüp okuyamıyor. İnsanlık tekvini ayetlerin işaret ettiği hakiki tevhidi mücerret akılları ile keşfedemiyorlar. Bu tekvini ayetleri okuyup anlamak için başka ayetlere ihtiyaç duyuyorlar ki, bu ayetler vahiyler ve onlardan mülhem olan tefekkür sistemleridir. Evet, Kur’an ayetleri kainat ayetlerini açan anahtar ayetlerdir. İnsan bu anahtar ayetler olmadan kitab-ı kainat okunamıyor.

Yıldız böceği, küçük ışıkçığına itimat edip güneşin ışığına meydan okuduğu için zifiri karanlığa mahkum olmuş. Bunun gibi filozoflar da vahiy güneşine teslim olmayıp, kendi kafa fenerlerine itimat ettikleri için, kainat karanlığı içinde taklidi bir imanı zor elde etmişler. İbn-i Sina’ın, "Haşir konusunda akıl ile gitmek imkansız, ama iman ile teslim oluruz." sözü, salt aklın olayları anlamakta ne kadar aciz ve ihatasız olduğunu gösterir. Ama aklı vahyin teslimiyetine ve terbiyesine verdiğin zaman, şu kainatın en ince ve en müşkül meselelerini açan bir anahtar hükmüne gelir. İnsan kainatın ali ve yüksek bir mütefekkir nazırı olur.

Yani vahiyden uzak ve vahyin terbiyesine girmeyen salt ve soyut akıl, Allah’ı kamil manada bilemez ve tahkiki bir marifete yetişemez. Bu sebeple akıl vahyin tedbir ve terbiyesine girip, onun dairesinde işlemesi gerekir. Yoksa şirk ve küfür bataklığında kaybolur gider. Tarihte sayısız dahi derecesinde filozoflar salt akılları ile kainatta boğulup, küfür ve şirk çukurundan kurtulamamışlar. Öyle ise kainat ayetlerini Kur’an ayetleri ile okumak iktiza ediyor.

Kur'an Allah’ın sonsuz ilminden süzülüp gelen bir kitap olduğu için, kainatta tecelli olarak görünen tevhit ve hakikatlerin bütün aksam ve inceliklerini eksiksiz ve uyumlu bir şekilde akla gösteriyor. Beşerin mahsulü olan fikri akımlar ve bozulmuş batıl dinler ise kainatı ve kainatta görünen hakikatleri tamamı ile ihata edemiyorlar. Ancak kainatta tecelli eden hakikatlerin bazı ipuçlarını ya da kırıntılarını keşfedebiliyorlar. Kur'an gibi, hakikatlerin bütününü görüp izah edemiyorlar.

İslâm Kur’an’dır. Dolayısı ile ilahi ve safi bir dindir. Bu yüzden her insan doğru ve hakikatleri bulma noktasından İslam’a muhtaçtır. Yoksa soyut akıl ve batıl inançlar insanı doğruya ve hakikate ulaştırmaz, aksine çıkmaz sokaklara mahkum eder. Ekser insanların ahvali buna şahittir.

Bu hususta söz ve hüküm Allah’ındır:

"İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâmı beğendim." (Maide, 5/3)

"Bu dini İbrâhim kendi evlatlarına vasiyet ettiği gibi Yâkub da böyle yaptı ve: 'Evlatlarım! Allah sizin için bu dini seçti. Sakın Müslümanlıktan başka bir din üzere ölmeyin.' dedi." (Bakara, 2/132)

"Allah katında hak din, İslâmdır. O Ehl-i kitabın ihtilafları, kendilerine gerçeği bildiren ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki haset ve ihtiras yüzünden olmuştur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilsinler ki, Allah onların hesabını çabuk görür." (Al-i İmran, 3/19)

"Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan, hak batıldan ayrılıp belli olmuştur. Artık kim tağutu reddedip Allah’a iman ederse, işte o, kopması mümkün olmayan en sağlam tutamağa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir, bilir." (Bakara, 2/256)

"Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak 'İşittik, karşı geldik', 'İşit, işitmez olası!' 'Râ'inâ' derler. Halbuki onlar, 'İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak' deselerdi bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler." (Nisa, 4/46)

Bütün bu ayetlerin de gösterdiği gibi, Allah’ın rızasını kazanmanın ve ebedi saadeti elde etmenin tek yolu İslam üzerine olmaktır. Allah onlarca ayeti ile diğer yolları sapkınlık ve küfür olarak nitelendiriyor.

Her bir Risale bu konuda bir açıklamadır, bir delildir. Bütün Risalelerin nazara verdiği husus, İslam dininin hak bir din olduğu ve bunsuz insanın saadete ve huzura ulaşamayacağıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 10.846
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

drerkan
Aklın kölesi filozofların akibetleri durumu açıklıyor. İntihar eden Sokrates misal verilebilir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
esraisra
maşallah gercekten güzel paylaşım olmuş
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
yağız22
Allah'ın var olduğu kainata,yaratılanlara bakıldığında zaten görünüyor.Allah var burası tamam,ama neden İslam? 1-Peygamberimizin(S.A.V.) mucizeleri bunu gösteriyor. mucizeleri,Mucizat-ı Ahmediyye Risalesi çok güzel bir şekilde anlatmış. 2-İslam'ı bildiğimiz için, bu saaten sonra -haşa- ineğe tapacak değiliz,Allah'ın oğlu olduğunada inanmayız.diğer dinlere bakıldığında İslam'ın hak din olduğu daha iyi anlaşılır. özet olarak;Allah varsa (ki kesinlikle var),mutlaka bize din gönderip,bizi başıboş bırakmaz.gerek kendi üstünlüğü ve mükemmelliğiyle gerekse diğer dinlere göre açık bir şekilde doğru ve üstün oluşuna göre, hakdin İslam'dır.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...