"Nisbet-i kayyûmiyet" ile "Cilve-i kayyûmiyet" kavramları arasındaki farkı açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"BİRİNCİ ŞUA"
"Bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelâli Kayyûmdur, yani, bizatihî kaimdir, daimdir, bâkidir. Bütün eşya Onunla kaimdir, devam eder ve vücutta kalır, beka bulur. Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyûmiyet kesilse, kâinat mahvolur."(1)
Burada her şeyin Allah ile var olduğu, ama Allah’ın hiçbir varlığa dayanmadığı ve varlığının kendinden olduğu vurgulandıktan sonra, kainat ile Allah’ın arasındaki kayyumiyet nispeti vurgulanıyor. Yani Allah bir an kudretini kainattan çekse her şey yok olup gider. Kainat ve içindeki her şey Allah’ın kudreti ve iradesi ile kaimdir, Onunla ayakta durmaktadır.
"İKİNCİ ŞUA"
"... Şu kâinattaki ecrâm-ı semâviyenin kıyamları, devamları, bekaları, sırr-ı kayyûmiyetle bağlıdır. Eğer o cilve-i kayyûmiyet bir dakikada yüzünü çevirse, bir kısmı küre-i arzdan bin defa büyük milyonlarla küreler, feza-yı gayr-ı mütenâhi boşluğunda dağılacak, birbirine çarpacak, ademe dökülecekler. Nasıl ki, meselâ havada, tayyareler yerinde binler muhteşem kasırları kemâl-i intizamla durdurup seyahat ettiren bir zâtın kayyûmiyet iktidarı, o havadaki sarayların sebat ve nizam ve devamlarıyla ölçülür. Öyle de o Zât-ı Kayyûm-u Zülcelâlin madde-i esiriye içinde hadsiz ecrâm-ı semâviyeye nihayet derecede intizam ve mizan içinde sırr-ı kayyûmiyetle bir kıyam, bir beka, bir devam vererek, bazısı küre-i arzdan bin ve bir kısmı bir milyon defa büyük milyonlarla azîm küreleri direksiz, istinatsız, boşlukta durdurmakla beraber, her birini bir vazifeyle tavzif edip gayet muhteşem bir ordu şeklinde, emr-i kün feyekûn'dan gelen fermanlara kemâl-i inkıyadla itaat ettirmesi, ism-i Kayyûmun âzamî cilvesine bir ölçü olduğu gibi, her bir mevcudun zerreleri dahi, yıldızlar gibi, sırr-ı kayyûmiyetle kaim ve o sırla beka ve devam ediyorlar."(2)
Burada ise eşyanın sürekliliği ve devamlılığı üzerinde duruluyor. Yani kainata dikkatle bakıldığında her şeyin ve sistemin istikrarlı ve düzenli bir şekilde devam ettiği görülüyor. Bazen bir şeyin var olmasına sebep olursunuz, ama arkasını ve devamını getiremezsiniz. Demek var oluşuna sebep olmakla devamına sebep olmak iki ayrı hakikattir.
Kainatta galaksiler, gezegenler belli bir yörünge ve akış içinde milyarlarca yıl hiç bozulmadan hiç sağa sola sapmadan devam edip gelmişler ki buna devamlılık ve istikrar deniliyor. Bu da kayyumiyetin farklı bir yönüdür.
Sadece cisimler ve cirimler değil, kainatta cari olan kanunlar da aynı şekilde devamlı ve istikrarlı bir şekilde kayyumiyet sırrı ve cilvesi ile devam etmektedirler. Düşünsene her sabah kalktığında yeni bir düzen yeni bir sistem yeni bir kanunlar zinciri ile karşı karşıya kalıyorsun. Mesela, gemiciler bir bakmış suyun kaldırma kanunu gittiği için her şey batıyor. Yerin çekim kuvveti yasası bittiği için eşya havada yüzüyor, o zaman hayat felç olur, yaşam diye bir şey kalmaz. İşte bu kanun ve sistemin istikrarlı bir şekilde devamlı oluşu kayyumiyetin bir sırrı bir cilvesidir.
Dipnotlar:
(1) bk. Lem'alar, Otuzuncu Lem'a, Altıncı Nükte.
(2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü