Nur talebeleri neden başka kitap okumuyor; Üstad'ın hayatını çok iyi bilmelerine rağmen Peygamberimiz'in hayatını bilmiyorlar?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Peygamber Efendimiz (asv)'in şahsiyetinin iki cephesi var, birisi; tarihi, diğeri ise; manevidir. Tarihi şahsiyeti, manevi şahsiyetinin bir kabuğu, bir cildi hükmündedir. Asırlarca bu tarihi şahsiyeti kitaplarda muhafaza edilmiş ve az çok her insan bu şahsiyeti noktasından bir malumata sahip olmuştur. Ama manevi cephesi, tarihi cephesi gibi herkes tarafından tam idrak edildiği söylenemez. Özellikle de bu maddeci asırda, bu manevi cephesinin insanlara ders verilmesi bir zaruret haline gelmiştir.

Nur talebeleri bu zarureti tam hissedip gördükleri için, bütün mesailerini bu noktaya sarf ediyorlar. Risale-i Nurlar, Peygamber Efendimiz (asv)'in manevi şahsiyetini ve hakiki makamını hakkı ile izah ve tarif ettiği için, başka eserlere ya da siyer kitaplarına ihtiyaç hissetmiyorlar.

Nur talebeleri içinde, kendisini diğer sahalarda da yetiştirenler vardır, doğrusu ve güzel olanı da budur. Bu gibi durumlarda genelleme yapmak yerine, bazı şahısların kusurları nazarı ile bakmak daha isabetli olur. Tahkik ehli bir Nur talebesinin, hem Risale-i Nurlar noktasından, hem de zaruret olan diğer ilimler noktasından kendisini yetiştirmesi zaruridir. Şayet yetiştirmiyor ise bu onun şahsi bir kusurudur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 11.097
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ziyaretçi (doğrulanmadı)
Efendimizin a.s.m. hayatından maksad, eger sünnetini öğrenmekse, zaten farz olan sünnetlerine Nur talebeleri, Nurları okur okumaz tabi olarak, bizatihi yaşayarak tabidirler. Bunların en lazım olan kısmı da ilmihâli malûmattır. Bunları ilmihâli olarak bilmeyen Nur talebeleri var diye iddia edebilir miyiz? Edemeyiz. Zira Nur talebeleri değil farzın, birçok unutulmuş sünnetin de bu dehşetli asırda ihyasına vesile olmuş ve olacak müslümanlardır. Eger siyer okumaktan maksad hadiselerden ders çıkarmak ise, zaten, siyer kitablarının lübbleri 19. söz ve 19. mektubda o kadar güzel süzülerek bize ihsan edilmiş ki, bunları da okuyor Nur talebeleri.(!) Peki geriye ne kaldı siyer okumaya maksad olabilecek? Afedersiniz ama, siyer bir tarih kitabı değildir, bir biyografi hele hiç değildir. Siyer Risâle-i Nur'da aksettiği hâliyle, bir marzi-i İlahi manzûmesidir. Marzi-i İlahi nedir diye Nurlardan canla başla öğrenip, farzlarını da yerine getiriyorsa bir Nur talebesi, zaten onu melekler alkışlıyorlar. Bunda eksik olan nedir Rabbine kul olabilmiş bir insan açısından (?) Siyer okumaktan umulan netice daha kısa ve daha tesirli hâliyle zaten hâsıl olduktan sonra, okumuş olmak için okumanın kime ne fâidesi var ki..?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
adnansyn
Soruya verilen güzel cevaptan dolayı teşekkür ediyorum. Ancak yorum yapan sevgili cennetasa kardeşimin yorumunda biraz mutaasıp bir şekilde davrandığını düşünüyorum. Evet Risale-i Nur İmani meselelerde başka hiç bir esere ihtiyaç bırakmayacak şekilde akıl, kalp, ruh, vicdan ve sair hissiyatları tatmin ediyor. Biliyoruz ki Risale-i Nur asrın müceddididir.İmani meselelerde sair kitaplara ihtiyaç bırakmamaktadır. Ancak Risale-i Nur bir tarih kitabı değildir ya da bir ilmihal kitabı da değildir. Nasıl ki İlmihal meselelerini öğrenmek için buna dair bir eseri bir defa okumak yeterli olabiliyorsa, aynen böyle olduğu gibi Efendimizin sergüzeşt-i hayatını öğrenmek için de güzel yazılmış bir kitabı da en azından bir defa okumak gerektiğini düşünüyorum. Ya da Hayatü-s sahabe gibi kıymetli bir eseri bir defa da olsa okumanın talebeye şevk vereceğini düşünüyorum. Ancak burada şunu da öncelikle belirtmek gerek sanırım. Risale-i Nur'a talebe olan kardeşlerin evvela Risale-i Nur'ları en azından 3 defa bütün külliyatı ciddiyetle okuyup tamamlaması gerekiyor. Ki daha sonra sair kitaplara zaman bulursa şayet ve de ihtiyaç hissederse okusun. Ancak şunu da akıldan çıkarmamak gerek ki okunulan sair eserler insana meyve olacak türden eserler olacaktır. Açlığın ve susuzluğun had safhada olduğu bir zamanda su içmek ekmek yemek varken kimse meyveyle meşgul olmayacaktır. Ancak ekmeğe suya kavuştum birazda meyve yiyeceğim diyenler istifade etsinler... Allah Kur'anı ve Risale-i Nur'u anlamaya yönelik çalışma yapan bütün gayrtli kardeşlerimizin say-u gayretini artırsın, Amin
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi

"Risale-i Nur'a talebe olan kardeşlerin evvela Risale-i Nur'ları en azından 3 defa bütün külliyatı ciddiyetle okuyup tamamlaması gerekiyor." __ Bu taassub değil midir sizin cetvelinizle peki..? Vakit darlığından dert yanan bir çağın insanına hulasat'ül-hulasayı teklif etmek midir taassub? Hayat'üs-Sahabeyi okumaya fırsat bulan kaç kişi, Nurlara da aynı cehd ile vakit ayırabilmekteler..? Kaldı ki biz bu teklifi, ilahiyat tahsili görenlere yapmadık, sizin tabirinizdeki gibi, eli ancak ekmeğe uzanabilenlere acil deva olarak dedik. Teşbithe hata olmasın: Yaraya mesh yapmak Allah'ın lütfu iken, su aramayla vakit geçirip, kan kaybından gidenlere benzemeyelim de..(!) Bunun bir de mes'uliyeti var ind-i İlahide. İbadeti terke sebeb olan, ihsan-ı red sınıfına dahil olarak, "evdeki bulgurdan olma" hâli..

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
adnansyn
Değerli kardeşim, kimseyi herhangi bir şekilde itham etmek gibi derdimiz yok. Sizinle esasta farklı düşünmüyorum. Evvelen bahsettiğim gibi Risale-i Nur hakaik-ı imaniye noktasında bir cevher olmakla beraber bir ilmihal ya da tarih kitabı değildir. Elbette ilmihal için bir ilmihal kitabı okumak gerek, ya da bugüne kadar okumuş olduğunuz bir çok ders kitaplarımızın yanında bir defa da efendimizin sergüzeşt-i hayatını okumak ta heralde bizlere bir şey kaybettirmez. Bilakis kazandırır kanaatindeyim. Ben sizi yada başkasını mutaassıp olmakla iitham etmiyorum sadece ifrat ve tefritlere sapmanın hiç kimseye faydası olmayacağı bilakis zararı dokunacağı düşüncesiyle istifadelerin yolunu kapamanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Risale-i Nur'dan bir mevzuyu okuyup anlatan bir abiden kardeşten ders dinlemek kadar o konuyu şerheden ve istifadesini yazıyla bizlerle paylaşan kardeşlerin de gayretlerinden istifade etmenin bir kazanç olduğunu düşünüyor ve bu yolda istifadelerin önüne engel koymanın yanlış olacağı kanaatini taşıyorum. Ayrıca şahsım ilahiyat okuyan birisi olmayıp iman derslerimi sizler gibi Risale-i Nur lardan alan bir kardeşinizim. Maksat Risale-i Nur'lardan en azami mertebede nasıl istifade edilir bunların yolunu bulmak ise bu istikamette adılan adımları her türlü gayretide tebrik edip alkışlamak lazım kanaatindeyim. Sübhan Hak Teala ve tekaddes Hazretleri kusurumuzu bağışlasın, neşr-i envarı Kuraniyede şevkimizi, cehdimizi say-u gayretimizi artırsın. Anlayanlardan dinleyip, dinleyenlere okumayı nasip etsin, iman ve kur'an yolunda atılan her bir adım bir bakış bir duruş, yazılan bir harf söylenen bir kelime bir çekirdek hükmünde inşaallah neşv-ünema bularak istikbalde yeşerecektir. Allah her türlü taassup, ifrat ve tefritlerden bizleri muhafaza etsin. Amin
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
sevgili
selamünaleyküm sevgili arkadaşlar.. siteye yeni üye oldum .rnk ile de pek bir geçmişim yok ama yaklaşık olarak 2,5 aydır okumaya çalışıyorum ..ALLAHIN izni ilede okuduklarımı anlamaya çalışışıp öğrenicem..fakat deyinmek istdiğim bir konu var..belki haddim değil ama sayın cennet asa arkaadsımızın uslubu cok agır gıbı geldı bana ... bu benım fıkrım yanlıs anlama sayın cennetasa arkaadsım ama ben sızın yorumunuzu okudugumda bu kadar sert olunmaz daha ılımlı olunması gerekır dıye dusunmustum bır RNK okuyucusu olarakk.. saygılarımla kays
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
taharrici

üstad hazretlerinin de bir lüb ve bir de tarihi yönü olduğunu düşünebiliriz, hal böyle iken tarihçeyi hayatı satırı satırına bilirken (bilmmeyelim demiyorum) siyeri nebeviyi okumama konusundaki ilginç tevilinizi anlayamadım. -Bu dehşetli asırda elde edilmesi gereken yegane ihtiyaç imandır ve risale-i nurun kuran eczahanesinden verdiği ilaçlar derhal elde edilmelidir, buraya kadar hem fikiriz ama üstadın HAS taleber için ifade ettiği; "risale-i nur kafidir başka kitaba ihtiyaç bırakmıyor." meselesinin çok fazla su istimal edildiği ve yanlış anlaşıldığı kanaatindeyim durum bir kaç noktada hususidir şöyleki; 1-ustad hazretleri siyer ,hadis gibi islami esaslara bihakkın malik olduğu gibi HAS talebeler de bu gibi ilimlere yeteri derecede sahip idiler. Hal böyle iken bir kez bilinmesi yeterli olabilin bu tip zaruri ilimleri meslek tarzında sürekli okumağa karşı imani akidenin sarsıldığı bir devirde risalei nur kafidir demek hak ve hakikattır. 2-yalnızca imani meseler noktasında kafi ve vafidir. 3-iman-küfür mücadelesinin en çetin olduğu dönemlerde imani meselere dikkati hasretmek noktasında 3-bir çok islami cereyanın olduğu o dönemde bazı talabelerin farklı virdlere ve tarikatlara meyletmesi sebebiyle söylenmiş bir ifadedir. vb. nedenleri olduğuğu görülmektedir. VA ESEFA: Peygamber efendimizin (a.s.m.) tarihi ve hakiki cihetlerini bir birinden ayırıp hakiki cihetini anladığı için siyer-i nebevi ihtiyaç duymayan editor abime şunları söylemek ve nakletmek isterim: 1-peygamber efendimizin efal ahval akval ve harekatını anlamak siyeri nebeviyi bilmeye tabidir. 2-.bazı ehli tasavvufun zannettikleri gibi şeriatı zahiri bir kışır hakikatı onun içi ve neticesi ve gayesi tasavvur etmek doğru değildir.  3-.evet siyeri nebeviyeye dikkat eden ve sünneti seniyeyi bilen katiyyen anlar ki edebin envaını cenabı hak habibinde cemetmiştir onun sünneti seniyesini terkeden.  4-böyle bir zatın efal ahval akval ve harekatının herbirisi nevi beşere birer model hükmüne geçmeye layık iken ona iman eden ve ümmetinden olan gafillerin sünnetine ehemmiyet vermeyen veyahut tağyir etmek isteyen ne kadar bedbaht olduğunu divaneler de. EDİTOR ağabeyim risalelere iştiyakı artırayım derken sünnetin harekata taalluk eden ve çokça kıymetli olan harekatlarına ittibayı ve siyeri nebeviyi bilme zaruriyatını engellemeyelim inşallah.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi (doğrulanmadı)

Evet, Kur'an'dan, hakikat-i tarikati, tarikatsiz feyiz suretiyle gördüm ve bir parça aldım. Ve keza, maksud-u bizzat olan ilimlere ulüm-u aliyeyi okumaksızın isal edici bir yol buldum. Seriüsseyir olan bu zamanın evladına, kısa ve selamet bir tariki ihsan etmek rahmet-i hakimenin şanındandır. Mesnevi-i Nuriye.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
birkanaksut
Esselamu Aleykum..Şuhur-u Selasenizi tebrik ediyorum.. Biraz düşündüğümüzde ne kadar da çok boşa zaman harcıyoruz değil mi? Başta sünnet-i Seniyeye uygun olarak uyumak varken çok kez zamanı israf ediyıoruz uyumakla.. Tv,internet,malayani sohbet,gereğinden fazla yemek vb.. derken zamanımız elimizden su gibi akıp gidiyor..Tabi Kurandan ve Hazreti üstaddan öğrendiğimize göre istikamet bütün herşeyin fevkinde.. Günlük Nurları okuma standardı koyduktan sonra hergün 10 sayfa siyer kitabı okuyan kişi 1-2 ay içinde siyeri öğrenebilecek.. 10 sayfayı herkes kendi istidadına göre ayarlayabilir..günlük 20 dk siyere versek birşey kaybeder miyiz? Zaten malayani şeylere sadece 20 dk mı veriyoruz? Zaman geliyor saatlerimiz malayani gidiyor.. Risale-i Nur sünnet-i seniyenin öneminden ve hikmetinden bahseder ama sünnetlerin neler olduğunu tam olarak söylemez..Çünkü o konuda başka eserler vardır ve artık o konuda başka eserlere ihtiyaç yoktur.. Risale-i Nur iman hakikatlerinin tabiri yerindeyse sıkıştırlmış,hülasa halidir.. Ayrıca Üstad Hazretleri Risale-i Nurda başka eserlere göndermeler yapıyor..Yani Hüseyi-i Cisri gibi..Risale-i Nur kendi alanını anlatıyor ve alanının dışına çıkma anında başka eserlere havale ediyor.. Bir kişinin zaman bulamadığım için Kur'an,Cevşen okuyamıyorum demesi ne kadar doğru olur? Yine Siyer-i Nebiyi ve diğer lüzumlu olan ilimleri okumamasına bahane olarak zamanım yetesiz demesi ne kadar doğrudur? Siyer 4-5 defa okumaya gerek yok..1 defa okunsa kafidir.. Ama adnansyn'ın dediği gibi önce Risale-i Nuru 3 defa okusun,daha sonra siyer okusun..Çünkü Risale-i Nurun düsturlarını bilmeden yanlış yorum yapabilir.. Sayın Sevgili! Malum Risale-i Nur'un mesleği nezihane,nazikane ve kavl-i leyyindir.. Risale-i Nur talebesi bu düstura uymak zorunda ama bu düstura birşey bir nur talebesinden sadır olursa hüsn-ü zan etmek gerektir.. Çünkü insan sürekl-i sırat-ı mustakimde gitmiyor..Çeşitli zamanlarda kabz ve bast halleri yaşıyor..ve bu durumlarda ifadeleri biraz sert çıksada eminim bu ifadeyi kullanan kişi hakka tarafgirliğinde ve Risale-i Nur'a olan sadakatinden kaynaklanıyor.. Risale-i Nur'un diğer bir düsturuda hüsn-ü zan.. Yani kişiler hakkında iyi düşünmek..mümkün olduğu kadar kötü halleri görmemek..görse bile tevil etmek.. Selam ve Dua ile.. (İfadelerimde hata yaptıysam affınıza sığınıyorum..)
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi (doğrulanmadı)
"Elbetteki ömür kısa ve vakit azdır. Şahsen ben çalışan bir insan olarak vaktim pek azdır. ömrümün ise yarınını bilmiyorum. bir gün içinde ahirzamanın bütün fitneleri ile karşılaşıyorum. Hülasa bana öyle bir ilmi ve kurani ve rasulu kainatın yolunu nakşeden eser olmalıki az dahi okusam azıcık ta yazsam bana çok şey vermeli. işte bu isteğimi Cenabı mevla risale-i nur vasıtasıyla İhsan buyurdu. Elhamdülillah." Seriüsseyr olan, bu zamanın evlatlarından birinden alıntı..
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
hasanmermertas56872
Değerli ağabeyler; Risale-i Nur okuyanlar bilirler ki; Risale-i Nur bu zamananın manevi hastalığına bir merhemdir. Vakit ahir zaman. Peygamber efendimiz sahabelere diyor ki; siz benim yaptıklarımın 10'da 9'unu yapsanız cennete girebilirsiniz, ahir zamandaki ümmetim ise 10'da 1'ini yapsa kurtulur. Yani bulunduğumuz ahır imani meselelerin hülasa-tül hülasasının yaşandığı bir devir. imani mes'elelere öncelikle önem vermek azım hatta elzemdir. selam ve dua ile.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...