Nur Talebesine, Medeniyet Fantaziyeleri Nasıl Zarar Verebilir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Ahir zamanın bazı özel durumları gaflet ve sefahate kuvvet verir. Bunlar, iletişim ve ulaşım araçlarının inkişaf etmesi ile hasıl olan ve insanları kendi ile çokça meşgul eden maddi ve teknik gelişmelerdir. Televizyon, radyo, spor, moda, felsefi fikirler gibi ahir zamana özel bir çok vasıtaların inkişaf etmesi, insanlıkta şükür ve ibadeti değil, fantezi ve gafleti ziyadeleştirmiştir.

Fantezi, burada Allah’ı unutturan her şeydir. Yani insanı gaflete götüren bütün uğraşılar bir cihetle fantezi kapsamına girer. Nur talebesi de bu ortamdan kendini tam manası ile izole edemeyeceğine göre az çok bu uyutucu fantezilerden etkilenmesi tabidir. Hepimizin hayatında takıldığı ve meşgul olduğu değişik bir fantezi çeşidi vardır.

Gençler olarak, Avrupa'dan gelen günah ve sefahatlere karşı kendimizi iman ve takva kalası ile muhafaza etmeliyiz. Avrupa’nın moda ve fantezi şeklinde İslam gençlerine model gösterdikleri kötü ve sefih örnekleri körü körüne taklit etmemeliyiz.

Bizim hayat modelimiz Kur’an ve sünnettir; bunun bilinci ve şuuru ile hareket etmeliyiz. İman ve ahlak dersleri olan Risale-i Nurlar ile çokça meşgul olup, iman hizmetinde azami gayret ile çalışmalıyız. Ancak bu şekilde kendimizi muhafaza edebiliriz.

"Medeniyet harikalarından nasıl ve ne kadar istifade edebiliriz?" konusunda bir ölçü olmak üzere Emirdağ Lahikası'nda geçen bir tespiti bu vesile ile buraya alıyoruz:

"İkinci nükte: Bu medeniyet-i hâzıranın harikaları, beşere birer nimet-i Rabbaniye olmasından, hakikî bir şükür ve menfaat-i beşerde istimali iktiza ettiği halde, şimdi görüyoruz ki, ehemmiyetli bir kısım insanı tembelliğe ve sefahete ve sa’yi ve çalışmayı bırakıp istirahat içinde hevesatı dinlemek meylini verdiği için, sa’yin şevkini kırıyor. Ve kanaatsizlik ve iktisatsızlık yoluyla sefahete, israfa, zulme, harama sevk ediyor."

"Meselâ, Risale-i Nur’daki Nur Anahtarının dediği gibi, radyo büyük bir nimet iken, maslahat-ı beşeriyeye sarf edilmekle bir mânevî şükür iktiza ettiği halde, beşte dördü hevesata, lüzumsuz, mâlâyâni şeylere sarf edildiğinden, tembelliğe, radyo dinlemekle heveslenmeye sevk edip sa’yin şevkini kırıyor. Vazife-i hakikiyesini bırakıyor."

"Hattâ çok menfaatli olan bir kısım harika vesait, sa’y ve amel ve hakikî maslahat-ı ihtiyac-ı beşeriyeye istimali lâzım gelirken, ben kendim gördüm, ondan bir ikisi zarurî ihtiyâcâta sarf edilmeye mukabil, ondan sekizi keyif, hevesat, tenezzüh, tembelliğe mecbur ediyor. Bu iki cüz’î misale binler misaller var."
(1)

(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, (74. Mektup)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

feyzi21
Allah razı olsun
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...