Nur'un ilk talebesi Hulusi Ağabey'in Üstad ile sadece Barla'da mı irtibatı var? Kastamonu ve Emirdağ'da lahika mektubu yok gibi... Bilgi verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Hulûsi Bey ve Sabri Efendi'nin mektuplarında Risale-i Nur hakkındaki fıkralarının, bir mektup suretinde Risale-i Nur eczaları içinde idhal edilip Yirmi Yedinci Mektub olmuştur. (Bunun sebebleri Barla Lahikası'nın mukaddemesinde açıklanmıştır.) Yirmi Yedinci Mektup diğer Nur talebelerinin mektublarıyla daha da büyümüş. Zeyillerle daha da artmış, sonunda Barla Lahikası, Kastamonu Lahikası ve Emridağ Lahikası olmak üzere üç kitab hacmini almıştır.
Yirmi Yedinci Mektubu başta Üstad sadece talebe mektubları olarak düşünmüş, daha sonra Risale-i Nur hizmetinin ana umdelerini belirleyen kendi mektuplarını da ilave etmiştir. Bu yüzden Barla Lahikaları genellikle talebe mektubları şeklinde iken Kastamonu ve Emirdağı Lahikları talebe mektuplarından ziyade Üstad'ın cevabi mektublarını ihtiva eder. Bu yüzden Hulusi Ağabey'in veya diğer abilerin fazlaca mektublarını bu iki kitapta görememeniz gayet normaldir. Ayrıca Emirdağ Lahikası'nda Hulusi Ağabey'in birkaç mektubu vardır.
Hulusi Ağabey Üstad ile irtibatını hiç koparmamış, daimi surette mektublaşmaya devam etmişlerdir. Ama yazdığı her mektub Lahikalara girmemiştir. Hatta Üstad'ın yazdığı her mektubu da lahikalara girmemiştir. Eğer sadece Üstad'ın tüm mektublarını lahikalara alınsa şimdiki hacminden çok daha fazla olurdu. Hulusi Ağabey'in irtibatını hiçbir zaman koparmadığına ve daima birinciliği muhafaza ettiğine dair Kastamonu ve Emirdağ Lahikalarındaki bazı mektuplardan parçalar aşağıya alıyoruz:
"Kıymetdar Hulûsi ve Hakkı gibi kardeşlerim!"
"Hakkı'nın dediği gibi, Sabri'nin mektublarını aynen onların yerine kabûl olmuş; o cihette Hulûsi ile muhabere kesilmemiş, devam ediyor..."
"...Sâbık üç tevafuku yazdıktan sonra, büyük Hâfız Ali'nin gayet güzel mektubuyla, Hulusi-i sâlis Abdullah Çavuş'un manidar mektubu ve Hulusi Bey'in ve Kâtib Osman'ın kıymetli mektublarını aldım..."
"...Hulusi Beyin gayet samimî ve dikkatli ve nükteli olan Sabri'ye yazdığı mektub; Hulûsinin daima ihlâsı ve sadâkat ve terakkisini gösteriyor. Benim tarafımdan da ona yazınız ki, şakirtlerin erkânında birinciliği daima muhafaza ediyor. O benden hiç ayrılmamış gibi bir vaziyettedir..."
"...Risale-i Nur'un gayet ehemmiyetli bir şakirdi olan Hulusi Bey'in ehemmiyetli mektubunu gördüm. Elhak o kardeşimiz birinciliğini daima muhafaza ediyor. Ben onu daima kalem elinde, Risale-i Nur'un işi başında biliyorum..."(1)
Emirdağ Lahikasında geçen mektup parçalarından örnekler:
"...Re'fet kardeşimizin kemal-i sadakat ve alâkasını ve Hulusi gibi Nurların bir kumandanı olduğunu gösteren mektubu, Hulusi'nin mektubunu aldığım zamanına tevafuku, latif ve sürurlu oldu..."
"...Cenab-ı Hak, Galib Bey gibi çok fedakârları İslâm ordusunda yetiştirsin. Bu zât garbda, aynı şarkta Hulusi Bey gibi imana hizmet ediyor..."
"...öz kardeşim Abdülmecid, beni çok merak ediyor; görüşemediğim buranın müftüsünden, halimi anlamağa çalışıyor. Bundan sonra Feyzi ve Emin'in üçüncüsü Abdülmecid olsun. Safranbolu kahramanlarından aldıkları lüzumlu mektubları ona da göndersinler. Hem benim tarafımdan ona yazsınlar ki: Eski Said'in birinci talebesi bulunduğun gibi, Yeni Said'in dahi Hulusi ile beraber yine birinci safta talebelerisiniz..."
"...Hulusi, Hakkı gibi yirmi seneye yakın bir zamandan beri mabeynlerinde olan samimane dostluk ve kardeşlik tam devam ve sebat ettiği gibi; onların Risale-i Nur'a karşı alâka ve irtibat ve sadakatları, aynen mabeynlerindeki hâlisane münasebetleri gibi hem devam ediyor, hem metanet kesbediyor, ârızalarla sarsılmıyor..."
"...Nur'un birinci talebelerinden Hulusi Bey'in, Ankara'da dostlarına Risale-i Nur dairesine girmesine teşvik eden manidar ve güzel mektubu dahi gösteriyor ki, yirmi beş seneden beri hiç sarsılmadan Nur hizmeti yapmasına bir nümunedir. .."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Kastamonu Lahikası, (9. Mektup ve diğerleri)
(2) bk. Emirdağ Lahikası-I, (90. Mektup ve diğerkeri)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü