"O, 'Ben Senin Rabbin değil miyim?' dedi. Sen 'Evet' dedin. 'Evet' demenin şükrü nedir, bilir misin? Çok bela çekmektir. Bilir misin bela çekmenin sırrı nedir? Yani fakr u fena dergâhındaki halkaya katılmaktır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bela" insanın manen tekemmül edip, kâmil bir insan olabilmesi için bir dokunuştur. Bela ve musibetler, günahlarımızı döker, acizliğimizi idrak ettirir, kulun daha ziyade dua ve niyazda bulunmasına vesile olur. Bela ve musibet olmadan, insanın kâmil bir makama ve mevkie varması kabil değildir.
Bir heykeltıraş, kaba saba bir taşı eline alır, onu çekiç veya bazı kesici aletlerle şekilden şekle sokar. Bazen kırar, bazen vurur, bazen ortadan yarar, bazen kaba yerlerini inceltir, bazen çıkıntılarını törpüler ve hakeza. Başlangıçta kaba saba bir taş iken, zorlu ve meşakkatli bir süreçten sonra paha biçilmez bir san’at haline gelir.
İşte insan da aynı bu madenler ve taşlar gibi, çok geniş ve mükemmel istidatlar ile dünyaya gelir; ama işlenmediği ve inkişaf etmediği için, hiçbir değer ve kıymet ifade etmez. Bu yüzden Allah, insandaki bu istidatları inkişaf ettirmek için, onu bazı bela ve musibetlerle imtihana tabi tutar, yontar, tasaffi eder ve kemale erdirir. Bu imtihan esnasında, insan bazı sıkıntı ve meşakkatler çeker, belalara maruz kalır, ama netice itibari ile manen terakki eder, manevi derecesi yükselir, insan-ı kâmil olur ve cennete layık bir kıymet kazanır. Tıpkı kaba taşın, paha biçilmez bir şaheser olması gibi, insan da kâinata bir halife olur.
Hz. Mevlâna bu ince ve uzun hakikati bu şekilde tasvir ediyor. "Evet." demek ise; sabır ve metanet ile bu belalara göğüs germektir...
İlgili yeri okumak için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
fakr u fena dergâhındaki halka zamanımızda neresi?