"O zamandan beri, yirmi senedir daha şu âyeti (Sübhaneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel Alim'ül-Hakîm) tefsir ediyorum." Burayı nasıl anlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
“... Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın.” (Bakara, 2/32)
"HAŞİYE: İntihabım olmayarak, ihtiyarsız bir tarzda, âdeta umum Sözlerin ve Mektupların âhirlerinde şu âyet (سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ. Bakara Sûresi, 2:32.) bana söylettirilmiş. Şimdi anladım ki, tefsirim de, şu âyetle hitam buluyor. Demek inşaallah bütün Sözler, hakikî bir tefsir ve şu âyetin bahrinden birer cetveldir. En nihayet, yine o denize dökülüyorlar. Şu tefsirin hitamında, güya her Söz, mânen şu âyetten başlıyor. Demek, o zamandan beri, yirmi senedir daha şu âyeti tefsir ediyorum; bitiremedim ki tefsirin ikinci cildini yazayım." (1)
Kur’an âyetleri, ezeli ilimden gelip ebedi ilme akan nehirler gibidir. Tefsirler ise, ihtiyaca binaen bu nehirlerden alınan sular gibidir. Özellikle bazı âyetler vardır ki bu ezeli ve ebedi nehirlerin membaa ve mehazları gibidirler. Yukarıda mealini vermiş olduğumuz âyet de bu kabilden bir âyettir.
Bu sebeple Risale-i Nur'un bütün eczaları bu âyetten alınma ya da bu âyet nehrinin tatlı ve leziz bir suyu demek gayet güzel ve yerinde bir tanımlamadır. Özellikle “Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın.” ifadesi, bütün âlim ve müfessirlerin en büyük yol rehberi en sağlam sığınaklarıdır. Çünkü bütün ilim ve tefsirler Allah’ın ilminden gelen küçük parıltılardır.
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Sûresi 31-33. Âyetlerin Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü