Peygamber Efendimiz Allah'ın en özel ve en değerli kulu iken, Firavun ya da Ebu Cehil tam tersidir. Bunun kaderle, Allah'ın adaletiyle ilişkisi nedir? Risalelerde nasıl izah edilmiştir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Yirmi Altıncı Söz olan Kader Risalesi'nin bütün bahisleri bu meselenin izahı hükmündedir. Yani kader ile insan iradesi arasındaki uyum ve ahenk izah ediliyor ki, insan imanı ve küfrü seçme konusunda cebir ve baskı altında olmadığı sabit olsun.

İslâm ve Ehl-i sünnet inancında; insan kaderin önünde mahkum değildir. İnsan kendine verilen cüz'i iradesi ile seçim yapabilir. Öyle ise seçiminin sonucundan da mesuldür.

Kaderin biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki dairesi var. Büyük dairede insan iradesinin bir fonksiyonu ve tercihi söz konusu değildir, insan bu dairede mutlak bir cebir içindedir. Bu dairenin tek galibi ve hakimi Allah’tır. Bu dairede insan iradesi işlemediği için, Allah bu dairede olup bitenlerden insanı sorumlu tutmayacaktır. Bu daire, şu ana babadan olmamız, şu memlekette doğmamız, şu boyda ve şu şekilde olmamız, şu ırktan olmamız gibi insan iradesinin tesiri olmayan şeylerden oluşuyor.

Küçük dairede ise, hakim ve müreccih insan iradesidir. Yani bu küçük dairenin idare ve tercihleri tamamen insana aittir. İmtihan gereği olarak hikmet-i İlahi buna izin vermiştir Bu sebeple insan bu dairede olan biten her şeyden sorumlu ve yükümlüdür... Bu dairenin faaliyet alanları ise iman küfür, iyi kötü, hayır şer, günah sevap gibi şeyler arasında seçim ve tercih yapmaktır.

Peygamber Efendimiz (asv) kendi cüz'i iradesi ile iman ve kulluk yolunu seçerek alay-ı illiyine çıkarken; Nemrut, Firavun gibi kafirler de kendi cüz'i iradeleri ile isyan ve küfür yolunu seçip esfel-i safiline yuvarlanmışlardır. Burada herhangi bir baskı ve cebir söz konusu değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.037
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...