Peygamber Efendimizin; Hz. Ali'nin ilimde, Hz. Ebu Bekir'in imanda kemalde olmalarını belirtmesi, onlara o hususta yetişilemeyeceği, ama başka hususlarda yetişilebileceği mânâsına mı gelir? Hususî ve küllî fazilet konusunda bilgi verir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Üstad Hazretlerinin fazilet sıralaması hakkındaki genel değerlendirmesi şu şekildedir:

"ÜÇÜNCÜ SUALİNİZ: Başta müçtehidîn-i izam imamları mı efdal, yoksa hak tarikatlerin şahları, aktabları mı efdaldir?"

"Elcevap: Umum müçtehidîn değil; belki Ebu Hanife, Mâlik, Şâfiî, Ahmed ibni Hanbel şahların, aktabların fevkindedirler. Fakat hususî faziletlerde Şah-ı Geylânî gibi bazı harika kutuplar, bir cihette daha parlak makama sahiptirler. Fakat küllî fazilet imamlarındır. Hem tarikat şahlarının bir kısmı müçtehidlerdendir. Onun için, umum müçtehidîn, aktabdan daha efdaldir denilmez. Fakat Eimme-i Erbaa, Sahabeden ve Mehdî'den sonra en efdallerdir denilir."(1)

"Sual ediyorsunuz: Bazı rivayetlerde vardır ki, 'Bid'aların revacı hengâmında ehl-i iman ve takvâdan bir kısım suleha, sahâbe derecesinde veya daha ziyade efdal olabilir.' diye rivayetler vardır. Bu rivayetler sahih midir? Sahih ise hakikatleri nedir?"

"Elcevap: Enbiyadan sonra nev-i beşerin en efdali Sahâbe olduğu, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin icmâı bir hüccet-i katıadır ki, o rivayetlerin sahih kısmı fazilet-i cüz'iye hakkındadır. Çünkü cüz'î fazilette ve hususî bir kemalde, mercuh, râcihe tereccuh edebilir. Yoksa, Sûre-i Fethin âhirinde sitayişkârâne tavsifât-ı Rabbâniyeye mazhar ve Tevrat ve İncil ve Kur'ân'ın medih ve senâsına mazhar olan Sahâbelere, fazilet-i külliye nokta-i nazarında yetişilemez. Şu hakikatin pek çok esbab ve hikmetlerinden, şimdilik üç sebebi tazammun eden üç hikmeti beyan edeceğiz."(2)

Her bir halifenin ayrı bir kemalat ile anılması, onun o kemalat noktasında daha üstün ve parlak olduğuna işaret ediyor. Yoksa o kemalatın diğer halifelerde olmadığı ya da az bulunduğu mânâsına gelmiyor. Mesela Hazreti Ali Efendimizin (ra) ilim ve cesaret ile şöhret bulması ve bu noktalarda daha parlak görülmesi, diğer üç halifenin -haşa- ilim ve cesarette zayıf olduğu mânâsına gelmez. Onlarda da ilim ve cesaret çok yüksektir; lakin bu vasıflar İmam-ı Ali (ra)'de daha ziyade parlamaktadır. Hususi faziletleri bu mânâda değerlendirebiliriz.

”Çünkü cüz'î fazilette ve hususî bir kemalde, mercuh, râcihetereccuh edebilir.” ifadeleri bu noktayı izah içindir. Yani cüz’î bir fazilette ya da kemalde, alttaki üsttekine üstün gelebilir, bu alt üst münasebetini bozmaz. İmam-ı Ali (ra)'in bazı hususi noktalarda Hazret-i Ebu Bekir (ra)'den daha üstün olması külliyet noktasından, yani her hususta Hazret-i Ebu Bekir’i (ra) geçtiği mânasına gelmez.

Dipnotlar:

(1) bk. Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup.

(2) bk. Sözler, Yirmi Yedinci Söz'ün Zeyli.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.494
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...