"Radyonun küllî nimetiyet ciheti küllî bir şükür iktiza eder; ve o küllî şükür de Hâlık-ı Arz ve Semâvâtın kelâm-ı ezelîsinin şimdiki bütün muhataplarına birden yetiştirmek için, küllî yüz bin dilli semavî bir hâfız hükmünde..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, radyonun küllî nimetiyet ciheti küllî bir şükür iktiza eder ve o küllî şükür de Hâlık-ı Arz ve Semâvâtın kelâm-ı ezelîsinin şimdiki bütün muhataplarına birden yetiştirmek için, küllî yüz bin dilli semavî bir hâfız hükmünde, her vakit kâinatta Kur’ân’ı okumalıdır, tâ o nimetin küllî şükrünü edâ ve o nimeti idame etsin."(1)
Hafızlar nasıl Kur’an’ı ezber edip ezberden tilavet ediyorlar ise, aynı şekilde dünya da büyük bir hafız hükmünde olup, Kur’an’ı radyolar vasıtası ile tilavet ediyor. Yani radyo, televizyon ve internet gibi iletişim araçları ile dünya âdeta büyük bir insan suretini almış, her aza birbiri ile ilişki ve münasebet içindedir.
Mesela, Amerika'dan yayın yapan bir radyo istasyonunda Kur’an okunsa, bu okunan Kur’an uydular vasıtası ile bütün dünyaya yayılıyor; âdeta bütün dünya Kur’an okuyan bir hafız şekline giriyor. İnşallah ileriki yıllarda Üstad Hazretlerinin beşareti ile radyo ve televizyonlar da sefahat ve günahlar yerine, zikir ve Kur’anlar tilavet edilecektir ve bütün dünya âdeta bir hafız vaziyetini alacaklardır.
(1) bk. Kastamonu Lâhikası, (42. Mektup).
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü