"Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle..." İzah eder misiniz, bu Üstad'a mı hastır?
"Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle herbir hakikî sadık şakirdi; binler diller ile, kalbler ile dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melaike gibi kırk bin lisan ile tesbih etmektir."
- Cümlesiyle ifade edilen ihtiyarımız olmadan haberimiz yokken tahakkuk eden şirketi maneviyeyi nasıl anlamalıyız..
- Bu şirketi manevi sadece ustadamı mahsusdur.. Etraflıca izah eder misiniz..
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, Risale-i Nur’un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkikası her şeyin fevkindedir; başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor."
"Birinci neticesi: Sadakat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var."
"İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle her bir hakikî sadık şakirdi; binler diller ile kalbler ile dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melaike gibi kırk bin lisan ile tesbih etmektir."(1)
İslam'da, bireysel yapılan ibadetler ile cemaat halinde yapılan ibadetler arasında ciddi bir sevap farkının olduğu bilinen bir şeydir. Cemaatle kılınan namazın tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha sevap olması, bu esasın en bariz bir göstergesidir.
İşte cemaatle yapılan ibadetler şirket-i manevi oluyor. Bir kişi olunca bir sevap alırken ikinci kişinin sana iştirak etmesi o bir sevabı yirmi yedi yapıyor. Bu, ortak ve kolektif hareket etmenin ne denli etkili bir sevap kaynağı olduğunu gösteriyor.
Risale-i Nur'u okuyan ve onunla hemhal olan birisi, farkında olmadan kasıt takip etmeksizin diğer okuyanlarla manen birleşir ve plansız bir örgütlenme ve organize ile manevi bir ağ kurar. Van ilindeki bir Nurcu ile Tekirdağ'daki bir Nurcu birbirinden habersizdir ve birbirlerini hiç tanımıyorlar, ama sanki bin yıldır tanışıyorlarmış gibi manevi bir birlikteliğin içine girerler.
İşte bu manevi ağın sunucusu ve merkezi Risale-i Nur'dur. Risale-i Nur'a bağlanan birisi, bu bağ sayesinde milyonlarca Nurcu ile manen birleşir ve ortak bir şirketin üyeleri haline dönüşür.
Tabi bu durum bir aklın bir düşüncenin bir planın uygulanması şeklinde gerçekleşmiyor, tamamen doğal, spontane ve manevi bir şekilde gelişiyor. Yani bu manevi şirketin özü cemaat kavramına dayanırken, oluşup gelişmesi de bir insanın tasarısına değil kaderin takdirine göre oluyor diyebiliriz.
Ayrıca bu mana ve incelik sadece Nurcular için geçerli değildir, diğer İslami cemaat ve tarikatlarda da bu mana ve incelik vardır.
(1) bk. Kastamonu Lahikası, 168. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü