Lügatler :
ale’r-re’si ve’l-ayn : baş göz üstüne
âsi : isyan eden
avdet etme : geri gelme, dönme
beyne’l-ecram : gök cisimleri ve yıldızlar arasında
biçare : çaresiz, zavallı
bilhassa : özellikle
felâket : belâ, musibet
ferman : emir
feza-yı kâinat : uzay, gökyüzü, sema
gıyabî : kendi hazır olmadığı halde, arkasından olarak
girdap : tehlikeli yer veya durum
idhal eylemek : katmak, dahil etmek
ihsan etmek : bağışlamak, vermek
irsal : gönderme, gönderilme
küsuf : kararma, tutulma, perdelenme
manzume-i hakikat : hakikat manzumesi; belli bir düzen içinde yerleşmiş hakikatler
mazhariyet : nail olma, bir nimete erişme
mu’cize-i kübrâ-yı Ahmediye : Hz. Muhammed’e (a.s.m.) ait büyük mu’cize
muhib : seven
mukadderat : Allah tarafından takdir olunmuş ileride meydana gelecek olan olaylar
muvakkat : geçici
müessir : etkili, tesirli
mütalâa : okuma, inceleme
rikkat : şefkat, acıma
saadet : mutluluk
selâmet : esenlik, güven
seyr-i serî : sür’atli seyahat, hareket
Sözler : Risale-i Nur için kullanılan diğer bir ad
taharrî-i hakikat : gerçeği arama, araştırma
tahrik : harekete geçirme
tahsisen : özel olarak
tarîk-i Nakşibendî : Nakşibendî tarikatı
tulû eden : doğan
zulmet : karanlık