Metindeki Lügatları


Lügat Listesi
Lügatler :
âciz : güçsüz
amel etme : iş görmek, davranma
âmin : kabul eyle, ey Allah’ım
âsâr-ı bergüzîde : yüksek değerdeki eserler
bihürmet seyyidi’l-Murselîn : gönderilen Peygamberlerin Efendisi, Hz. Muhammed’e (a.s.m.) hürmet ile
Cenâb-ı Lemyezel : yok olması, gelip geçmesi imkansız olan Allah
daim : devamlı, sürekli
dellâllık : ilân edicilik, duyuruculuk
ders-i ibret : ibret dersi
düstur : kural
emsâl : benzerler
envâr : nurlar
esrar-ı hakikat : hakikat sırları
ezvâk-ı nâmütenâhi : sonsuz zevkler
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
fıkra : kısa yazı
gülistan : gül bahçesi
hadsiz : sınırsız
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hallâk-ı Azîm : çoklukla ve sürekli olarak yaratan büyük, yüce Allah
harika-nümâ : harika gösteren
hâsıl olan : meydana gelen
hayret-bahş : hayret veren, şaşırtıcı
hazz-ı ruhî : ruhî haz, ruhsal lezzet
hissiyat-ı âli : yüce hisler, duygular
hissiyat-ı ulviye-i rakîka : yüksek ve ince hisler, duygular
ilham-ı Rabbânî : Allah tarafından kalbe indirilen ilham
iştiyak : çok arzu ve istek
kaim : varlığı devam eden
karîha : zihin gücü
kerremallahu veche : Allah vechini mükerrem kılsın; yüzünü şerefli kılsın
mucibince : gereğince
muhterem : saygıdeğer
mutmainne : emin, şüphesi kalmamış, doyuma ulaşmış
müptedi : acemi
mürşid : irşad eden, doğru yol gösteren
mütalâa : okuma, inceleme
neşir : yayma
nida : sesleniş
nihayetsiz : sonsuz
nur-u hakikat-feşân : hakikat saçan nur
remiz : işaret
sâfi : temiz, arınmış
şâheser-i tarikat : mânevî ilerlemeye götüren yolun şâheseri
takdir : değer biçmek, belirlemek
telif : kitap yazma, yazılı eser ortaya koyma
temenni etmek : dilemek
zevk-i mânevî : mânevî zevk
zira : çünkü
âsâr-ı saire : diğer eserler
aziz : çok değerli
bilhassa : özellikle
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
def-i cû’ : açlığı giderme, doyma
ebeden : sonsuza kadar
envâr : nurlar
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
feyiz : bereket, bolluk
fıkra : kısa yazı
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hâlık-ı Zülcelâl : sonsuz haşmet sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah
i’câz : mu’cize oluş; bir benzerini yapmakta başkalarını aciz bırakma
ihtivâ eden : içine alan
istikbal : gelecek
kıymettar : kıymetli, değerli
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
metanet : sağlamlık, kararlılık
minnettarlık : minnet duyma, yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu hissetme
muhib : seven, dost, muhabbet eden
mühim : önemli
müstağrak kılma : daldırma, kendinden geçirme
nihayetsiz : sonsuz
nimet : iyilik, ihsan
nur : aydınlık
nurlandırma : aydınlatma, ışıklandırma
remiz : işaret
sa’y : çalışma
saâdet : mutluluk
şeytankârâne : şeytancasına
takviye etme : kuvvetlendirme, güçlendirme
tarik-ı Hak : herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah’ın yolu
tehdidat : tehditler
teksir etmek : çoğaltmak
teshir : emir altında tutma
teşci eden : cesaretlendiren
vasıf : özellik
ziyade : çok, fazla
amel etme : iş görmek, davranma
âmin : kabul eyle, ey Allah’ım
âsâr-ı bergüzîde : yüksek değerdeki eserler
bihürmet seyyidi’l-Murselîn : gönderilen Peygamberlerin Efendisi, Hz. Muhammed’e (a.s.m.) hürmet ile
Cenâb-ı Lemyezel : yok olması, gelip geçmesi imkansız olan Allah
daim : devamlı, sürekli
dellâllık : ilân edicilik, duyuruculuk
ders-i ibret : ibret dersi
düstur : kural
emsâl : benzerler
envâr : nurlar
esrar-ı hakikat : hakikat sırları
ezvâk-ı nâmütenâhi : sonsuz zevkler
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
fıkra : kısa yazı
gülistan : gül bahçesi
hadsiz : sınırsız
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hallâk-ı Azîm : çoklukla ve sürekli olarak yaratan büyük, yüce Allah
harika-nümâ : harika gösteren
hâsıl olan : meydana gelen
hayret-bahş : hayret veren, şaşırtıcı
hazz-ı ruhî : ruhî haz, ruhsal lezzet
hissiyat-ı âli : yüce hisler, duygular
hissiyat-ı ulviye-i rakîka : yüksek ve ince hisler, duygular
ilham-ı Rabbânî : Allah tarafından kalbe indirilen ilham
iştiyak : çok arzu ve istek
kaim : varlığı devam eden
karîha : zihin gücü
kerremallahu veche : Allah vechini mükerrem kılsın; yüzünü şerefli kılsın
mucibince : gereğince
muhterem : saygıdeğer
mutmainne : emin, şüphesi kalmamış, doyuma ulaşmış
müptedi : acemi
mürşid : irşad eden, doğru yol gösteren
mütalâa : okuma, inceleme
neşir : yayma
nida : sesleniş
nihayetsiz : sonsuz
nur-u hakikat-feşân : hakikat saçan nur
remiz : işaret
sâfi : temiz, arınmış
şâheser-i tarikat : mânevî ilerlemeye götüren yolun şâheseri
takdir : değer biçmek, belirlemek
telif : kitap yazma, yazılı eser ortaya koyma
temenni etmek : dilemek
zevk-i mânevî : mânevî zevk
zira : çünkü
âsâr-ı saire : diğer eserler
aziz : çok değerli
bilhassa : özellikle
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
def-i cû’ : açlığı giderme, doyma
ebeden : sonsuza kadar
envâr : nurlar
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
feyiz : bereket, bolluk
fıkra : kısa yazı
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hâlık-ı Zülcelâl : sonsuz haşmet sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah
i’câz : mu’cize oluş; bir benzerini yapmakta başkalarını aciz bırakma
ihtivâ eden : içine alan
istikbal : gelecek
kıymettar : kıymetli, değerli
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
metanet : sağlamlık, kararlılık
minnettarlık : minnet duyma, yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu hissetme
muhib : seven, dost, muhabbet eden
mühim : önemli
müstağrak kılma : daldırma, kendinden geçirme
nihayetsiz : sonsuz
nimet : iyilik, ihsan
nur : aydınlık
nurlandırma : aydınlatma, ışıklandırma
remiz : işaret
sa’y : çalışma
saâdet : mutluluk
şeytankârâne : şeytancasına
takviye etme : kuvvetlendirme, güçlendirme
tarik-ı Hak : herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah’ın yolu
tehdidat : tehditler
teksir etmek : çoğaltmak
teshir : emir altında tutma
teşci eden : cesaretlendiren
vasıf : özellik
ziyade : çok, fazla
Re’fet Beyin fıkrasıdır.
Muhterem Üstadım; Bu remizler, öyle hayret-bahş ve harika-nümâ eserlerdir ki, okuyan ilim âşıklarına ezvâk-ı nâmütenâhi ve hissiyat-ı ulviye-i rakîka bahşetmektedir. Bu hissiyat-ı âliye ile hayatımız o kadar tazelendi ki, yeni hayatımızda sâbit-kadem olmak şartıyla, Hallâk-ı Azîmden uzun ömürler temenni ediyorum. Zira mütalâasına doyamıyorum. Ne kadar okursam okuyayım, diğer bir okuyuşumda, okumamış gibi oluyorum. Ve yeni bir eser okur gibi oluyorum. Hadsiz bir zevk-i mânevî ve nihayetsiz bir hazz-ı ruhî ile okuyorum.
İşte gerek Sözler ve Mektubat ve gerekse Remizlerin en harika vasfı, zannedersem bu ince noktada olsa gerektir. Âsâr-ı saireyi bir defa okuyunca, ikinci bir defa okumaya o kadar heves uyanmıyor. Kur’ân-ı Hakîmin envârını ne kadar okursam okuyayım, def-i cû’ edemiyorum. Bilhassa Remizler, fakiri çok teshir ve hayrete müstağrak kıldı. Ve onları derhal yazıyorum.
Re’fet
• • •



Lügatler :
âciz : güçsüz
amel etme : iş görmek, davranma
âmin : kabul eyle, ey Allah’ım
âsâr-ı bergüzîde : yüksek değerdeki eserler
bihürmet seyyidi’l-Murselîn : gönderilen Peygamberlerin Efendisi, Hz. Muhammed’e (a.s.m.) hürmet ile
Cenâb-ı Lemyezel : yok olması, gelip geçmesi imkansız olan Allah
daim : devamlı, sürekli
dellâllık : ilân edicilik, duyuruculuk
ders-i ibret : ibret dersi
düstur : kural
emsâl : benzerler
envâr : nurlar
esrar-ı hakikat : hakikat sırları
ezvâk-ı nâmütenâhi : sonsuz zevkler
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
fıkra : kısa yazı
gülistan : gül bahçesi
hadsiz : sınırsız
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hallâk-ı Azîm : çoklukla ve sürekli olarak yaratan büyük, yüce Allah
harika-nümâ : harika gösteren
hâsıl olan : meydana gelen
hayret-bahş : hayret veren, şaşırtıcı
hazz-ı ruhî : ruhî haz, ruhsal lezzet
hissiyat-ı âli : yüce hisler, duygular
hissiyat-ı ulviye-i rakîka : yüksek ve ince hisler, duygular
ilham-ı Rabbânî : Allah tarafından kalbe indirilen ilham
iştiyak : çok arzu ve istek
kaim : varlığı devam eden
karîha : zihin gücü
kerremallahu veche : Allah vechini mükerrem kılsın; yüzünü şerefli kılsın
mucibince : gereğince
muhterem : saygıdeğer
mutmainne : emin, şüphesi kalmamış, doyuma ulaşmış
müptedi : acemi
mürşid : irşad eden, doğru yol gösteren
mütalâa : okuma, inceleme
neşir : yayma
nida : sesleniş
nihayetsiz : sonsuz
nur-u hakikat-feşân : hakikat saçan nur
remiz : işaret
sâfi : temiz, arınmış
şâheser-i tarikat : mânevî ilerlemeye götüren yolun şâheseri
takdir : değer biçmek, belirlemek
telif : kitap yazma, yazılı eser ortaya koyma
temenni etmek : dilemek
zevk-i mânevî : mânevî zevk
zira : çünkü
âsâr-ı saire : diğer eserler
aziz : çok değerli
bilhassa : özellikle
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
def-i cû’ : açlığı giderme, doyma
ebeden : sonsuza kadar
envâr : nurlar
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
feyiz : bereket, bolluk
fıkra : kısa yazı
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hâlık-ı Zülcelâl : sonsuz haşmet sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah
i’câz : mu’cize oluş; bir benzerini yapmakta başkalarını aciz bırakma
ihtivâ eden : içine alan
istikbal : gelecek
kıymettar : kıymetli, değerli
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
metanet : sağlamlık, kararlılık
minnettarlık : minnet duyma, yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu hissetme
muhib : seven, dost, muhabbet eden
mühim : önemli
müstağrak kılma : daldırma, kendinden geçirme
nihayetsiz : sonsuz
nimet : iyilik, ihsan
nur : aydınlık
nurlandırma : aydınlatma, ışıklandırma
remiz : işaret
sa’y : çalışma
saâdet : mutluluk
şeytankârâne : şeytancasına
takviye etme : kuvvetlendirme, güçlendirme
tarik-ı Hak : herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah’ın yolu
tehdidat : tehditler
teksir etmek : çoğaltmak
teshir : emir altında tutma
teşci eden : cesaretlendiren
vasıf : özellik
ziyade : çok, fazla
amel etme : iş görmek, davranma
âmin : kabul eyle, ey Allah’ım
âsâr-ı bergüzîde : yüksek değerdeki eserler
bihürmet seyyidi’l-Murselîn : gönderilen Peygamberlerin Efendisi, Hz. Muhammed’e (a.s.m.) hürmet ile
Cenâb-ı Lemyezel : yok olması, gelip geçmesi imkansız olan Allah
daim : devamlı, sürekli
dellâllık : ilân edicilik, duyuruculuk
ders-i ibret : ibret dersi
düstur : kural
emsâl : benzerler
envâr : nurlar
esrar-ı hakikat : hakikat sırları
ezvâk-ı nâmütenâhi : sonsuz zevkler
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
fıkra : kısa yazı
gülistan : gül bahçesi
hadsiz : sınırsız
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hallâk-ı Azîm : çoklukla ve sürekli olarak yaratan büyük, yüce Allah
harika-nümâ : harika gösteren
hâsıl olan : meydana gelen
hayret-bahş : hayret veren, şaşırtıcı
hazz-ı ruhî : ruhî haz, ruhsal lezzet
hissiyat-ı âli : yüce hisler, duygular
hissiyat-ı ulviye-i rakîka : yüksek ve ince hisler, duygular
ilham-ı Rabbânî : Allah tarafından kalbe indirilen ilham
iştiyak : çok arzu ve istek
kaim : varlığı devam eden
karîha : zihin gücü
kerremallahu veche : Allah vechini mükerrem kılsın; yüzünü şerefli kılsın
mucibince : gereğince
muhterem : saygıdeğer
mutmainne : emin, şüphesi kalmamış, doyuma ulaşmış
müptedi : acemi
mürşid : irşad eden, doğru yol gösteren
mütalâa : okuma, inceleme
neşir : yayma
nida : sesleniş
nihayetsiz : sonsuz
nur-u hakikat-feşân : hakikat saçan nur
remiz : işaret
sâfi : temiz, arınmış
şâheser-i tarikat : mânevî ilerlemeye götüren yolun şâheseri
takdir : değer biçmek, belirlemek
telif : kitap yazma, yazılı eser ortaya koyma
temenni etmek : dilemek
zevk-i mânevî : mânevî zevk
zira : çünkü
âsâr-ı saire : diğer eserler
aziz : çok değerli
bilhassa : özellikle
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
def-i cû’ : açlığı giderme, doyma
ebeden : sonsuza kadar
envâr : nurlar
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
feyiz : bereket, bolluk
fıkra : kısa yazı
hakikat : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
Hâlık-ı Zülcelâl : sonsuz haşmet sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah
i’câz : mu’cize oluş; bir benzerini yapmakta başkalarını aciz bırakma
ihtivâ eden : içine alan
istikbal : gelecek
kıymettar : kıymetli, değerli
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
metanet : sağlamlık, kararlılık
minnettarlık : minnet duyma, yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu hissetme
muhib : seven, dost, muhabbet eden
mühim : önemli
müstağrak kılma : daldırma, kendinden geçirme
nihayetsiz : sonsuz
nimet : iyilik, ihsan
nur : aydınlık
nurlandırma : aydınlatma, ışıklandırma
remiz : işaret
sa’y : çalışma
saâdet : mutluluk
şeytankârâne : şeytancasına
takviye etme : kuvvetlendirme, güçlendirme
tarik-ı Hak : herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah’ın yolu
tehdidat : tehditler
teksir etmek : çoğaltmak
teshir : emir altında tutma
teşci eden : cesaretlendiren
vasıf : özellik
ziyade : çok, fazla