Âsım Beyin fıkrasıdır.

Bu Risale Fihristesi, hakikaten menba-ı nur ve mecma-i hakikattır. Elhak nur fihristeleridir. Şöyle söyleyebilirim ki: Otuz üç Söz, otuz üç Mektubun herbiri, feyezanda olan birer menba-ı nur-u hakikat ve gülistan-ı bâğ-ı cinandır. Binaenaleyh bu müteaddit güller bağının herbirisinden müteaddit güller koparıp, dört kısım üzerine güller demeti yapılmış gibi vücuda getirilmiş bir eser-i cihan-kıymet olduğuna kanaat ettim. Bu Fihristeleri okumak, herhalde ve behemehâl Söz ve Mektuplar risale-i şerifenizi görmek, okumak, yazmak için insanı iştiyak ve gayrete sevk ediyor ve şiddetli kamçılıyor. Fakirce noksan olan risale-i şerifelerin hangisini evvelâ yazayım? Çünkü, herbiri birbirleriyle nur ve hakikat müsabakasına çıkmış diye, mütelâşî ve heyecanlı bir vaziyetteyim. İnşaallah, dua-yı Üstadâneleriyle, kâffesini yazarım. Şurasını da arz etmek isterim ki: Sabri Efendi kardeşimin ilhâhı ve zât-ı Üstadânelerinin ilhamıyla Fihristelerin telifi, çok musîb ve hayırlı, hem hadsiz hakikatlere anahtar olmuştur.

Cenâb-ı Hak, sevgili Üstadımızı âfiyette dâim, ömürlerine bereket ve herbir umûrunda muvaffakiyet ihsan buyursun da, pek çok zamanlar başımızda tâc-ı zafer olarak taşıyalım ve hizmet-i Kur’ân’da çalışalım, yorulalım, yol alalım. Ve cümle mü’minîn de istifade etsin ve ehl-i bid’a ve mülhidlerin de başları yere gelsin.
Talebeniz
Âsım (r.h.)

• • •
Önceki Risale: ( 136 ) / Sonraki Risale: ( 138 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âfiyet : sıhhat ve selâmette olma
behemehâl : ister istemez; mutlaka
binaenaleyh : bundan dolayı
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan, şeref ve yücelik sahibi Allah
dâim : devamlı
dua-yı Üstadâne : Üstadın duası
ehl-i bid’a ve mülhid : dinin aslında olmadığı halde, sonradan çıkarılan zararlı âdet ve uygulamaları dine mal etmeye çalışanlar ve inkârcılar
elhak : gerçekten
eser-i cihan-kıymet : dünya değerindeki eser
evvelâ : ilk olarak
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanılan söz
feyezan : coşup taşma
fıkra : kısa yazı
fihriste : içindekiler
gülistan-ı bâğ-ı cinan : cennetlerdeki bağların gül bahçeleri
hadsiz : sınırsız, sonsuz
hakikat : doğru, gerçek, esas
hakikaten : gerçekten
hizmet-i Kur’ân : Kur’ân’a hizmet
ihsan buyurma : bağışlama, verme
ilhâh : bir şeyin kabulü için ısrar etme, üzerine düşme
ilham : kalbe gelme, gönüle doğma
inşaallah : Allah dilerse
istifade etme : faydalanma
iştiyak : çok arzu ve istek
kâffe : hepsi, bütünü
kanaat etme : razı olma, inanma
mecma-i hakikat : hakikatlerin, doğruların toplandığı yer
menba-ı nur : nur kaynağı
menba-ı nur-u hakikat : hakikat nurunun kaynağı
musîb : isabetli, doğru
muvaffakiyet : başarı
mü’minîn : iman edenler, Allah’a ve Onun gönderdiği şeylere inananlar
müsabaka : yarışma
müteaddit : bir çok
mütelâşî : telaşlı
Risale Fihristesi : Fihrist Risalesi
risale-i şerife : şerefli, mübarek risale
sevk etmek : yöneltmek
tâc-ı zafer : zafer tâcı
telif : kitap kaleme alma
umûr : işler
vücuda getirilme : meydana getirilme, yapılma
zât-ı Üstadâne : Üstadın kendisi
Yükleniyor...