Osman Nuri’nin bir fıkrasıdır.

Kitapların en büyüğüsün, Kelâm-ı Kadîm,
Hak kanunların anasısın, Kur’ân-ı Azîm,
Kudsî tarihlerin nur babasısın, Kelâm-ı Kadîm,
Sen, dinimizin bekçisisin, Kur’ân-ı Azîm.

Dört İlâhî kitabın anası, yalnız sensin,
İftihar eder seninle, bütün din-i İslâm,
Sensiz yaşamak isteyen kalbler gebersin,
Sen hakikatin ilk ve son güneşisin.

Her varlığın üstünde, sönmeyecek güneşsin,
Bütün gizli ve âşikârın miftâhı sensin,
Seni tanımayan ve tâbi olmayan, her yerde
Sahibinin gazabına uğrasın, gebersin.

Hükmün, muhakkak kıyamete kadar bâkidir,
Sana inanmayanlar âdi, zelîl, kâfirdir,
Sen, her varlığın üstünde doğan güneşsin,
Seni istemeyenler, dünyada Cehenneme göçsün.

Hâşâ! Seni beğenmeyen ve yanlış diyenlerin,
Dilleri kesilsin, yere batsın.
Sana hor bakmak isteyenleri, Allah kahretsin,
Sen hakikatın ilk ve son güneşisin.

Osman Nuri

• • •
Önceki Risale: ( 147 ) / Sonraki Risale: ( 149 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdi : değersiz
âşikâr : açık
bâki : kalıcı, sürekli
bedbaht : talihsiz, bahtsız
cihet : yön
din-i İslâm : İslâm dini
elhamdü lillâh : “ezelden ebede her türlü hamd ve övgü Allah’a mahsustur”
fıkra : kısa yazı
gazab : öfke, hiddet
hak : doğru gerçek
hakikat : doğru gerçek
halâs : kurtuluş
hâşâ : asla
kâfir : Allah'ı veya Allah’ın bildirdiği kesin olan birşeyi inkâr eden kimse
Kelâm-ı Kadîm : Allah’a ait olduğu için varlığının başı ve öncesi olmayan kelâm, Kur’ân
kudsî : kutsal
Kur'ân-ı Azîm : büyük, yüce Kur’ân
miftâh : anahtar
muhakkak : kesin
nazar-ı fakirâne : benim bakış açım anlamında, tevazu göstermek için kullanılan ifade
selâmet : esenlik, güven
tâbi olma : uyma
zelîl : alçak, aşağılık
Yükleniyor...