Âhiret hemşirelerimden Müzeyyene’nin fıkrasıdır.

Sevgili Üstadım;
İki aya yakın zamandan beri, gelen âhiret kardeşlerle selâmınızı alıyorsam da, benim gibi âcize bu talebenin, sizin her vakit nurlu nasihatlerinizi dinlemeye ihtiyacı olduğundan dolayı, haftaları bütün mahzuniyetle geçiriyorum. Evet, zaman oluyor ki, gözlerimden dökülen yaşları, nurlu risaleleri okumakla teskin ediyorum. Zaman oluyor, kalbim mütemadiyen ağlıyor. Hele şu mübarek Ramazan, birkaç müfsidin kalbimize saldığı hançerin acısını kalben, bütün gün için için ağlamakla geçiriyoruz.

Nihayet, aldığım bir haber üzerine, yine eskisi gibi âhiret kardeşlerimizin, sizi ziyaret etmekten mahrum olmadıklarından memnun oldum. Yalnız mübarek ibadethanenin ve bütün ehl-i iştiyakın sizin duanızdan mahrum kaldığına çok acıyorum. Hattımın noksanlığı ve zaifliği dolayısıyla risaleleri yazamadığımdan beni affediniz. “Şu zamanlarda dünyayı sevmez olduğumuz halde, kurtulamadığımıza çok müteessirim. Issız sahralar, susuz çöller, kimsesiz yerler ruhumuzun meskeni oluyor. Hayalen oralarda dolaşıyoruz. Evet, birşey arıyoruz. Heyhât! Aradığımız gün hem çok uzak, hem çok yakın görülüyor. Daha ne kadar bu hal içerisinde çırpınacağız?” diye feryad eden kardeşlerimizin hissiyatına bu âcize, bu fakire iştirak ediyorum.
Âcize talebeniz
Müzeyyene

• • •
Önceki Risale: ( 185 ) / Sonraki Risale: ( 187 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
âcize : güçsüz anlamında, tevazu ifadesi olarak, bayanlar için “ben” yerine kullanılan söz
ahvâl : haller, durumlar
ârâmgâh-ı lezzet : dinlenip lezzet alınan yer
aziz : çok değerli, izzetli
ebeveyn : anne, baba
emsal-i kesire : çok benzerler
fıkra : bölüm, kısa yazı
garip : kimsesiz, yalnız
gayr-ı ihtiyarî : elinde olmayarak, istemeksizin
hâdisât : hâdiseler, olaylar
hasret çekme : özleme
hemşire : kız kardeş
himmet : ciddî gayret
hissiyat : hisler, duygular
ıztırap : sıkıntı, aşırı elem
Îd-i Fıtr : Fıtr Bayramı, Ramazan Bayramı
ihtilât : karışıklık
inşaallah : Allah dilerse
izah etmek : açıklamak
mahrum : yoksun
mahzuniyetle : üzgün olarak, üzüntüyle
muhterem : saygıdeğer
mübarek : bereketli, hayırlı
müfsid : fesat çıkaran, bozucu
müşerref olma : şereflenme
müteessir etme : etkileme, üzme
mütemadiyen : devamlı, sürekli
mütevellit : doğan, oluşan
nasihat : öğüt
nihayet : sonunda
rikkat : acıma, yufka yüreklilik
riyaset : başkanlık
selâmet : esenlik, güven
sükûn : sakinlik
takdim-i ihtirâmât eyleme : hürmetlerini, saygılarını sunma
teskin etme : sakinleştirme, yatıştırma
vâsıl olma : ulaşma, kavuşma
vesilesiyle : aracılığıyla
yeis : ümitsizlik
zahirî : görünürdeki
zaid : lüzumsuz, fazla
Yükleniyor...