Ahmed Hüsrev’in fıkrasıdır.

Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin meşrebini izah edip noksaniyetini beyan eden nurlu beyanatınızdan çok istifade ettim. O meseleye ait evvelki dersinizden anlayamadığım cümleler ve karanlık noktalar, bu defa başka bir tarza çevrilerek karşıma çıktığını hissettim. Ve güzel yüzlü hakikatlerini görmeye başladım. Elhak, pekçok tefeyyüz ettim. Kardeşim Re’fet Beyle beraber okuduk. Üstadımıza minnettarane teşekkürler ettik. Cenâb-ı Hak, size lâyık olduğunuz ecr-i kesîri ihsan etsin. Âmin.
Ahmed Hüsrev

• • •
Önceki Risale: ( 195 ) / Sonraki Risale: ( 197 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âmin : Allah’ım kabul eyle
beyan eden : açıklayan
beyanat : açıklamalar, ifadeler
bihakkın : hakkıyla, gerçek anlamıyla
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cihet : yön, taraf
ecr-i kesîr : bol ücret, mükâfat
elhak : gerçekten
elyak : en lâyık olan
emsâl : benzer, denk
fıkra : kısa yazı, bölüm
hakikat : doğru, gerçek
hazret : saygıdeğer; saygı, hürmet maksadıyla büyüklere verilen ünvan
ihsan etme : bağışlama, verme
istifade etmek : faydalanmak
kıymettar : kıymetli, değerli
medhedilme : övülme
medih : övgü
meftun olma : tutulma, aşık olma
meşrep : hareket tarzı, metot
Minhâcü’s-Sünne : sünnet yolu, metodu; Peygamberimizin (a.s.m.) sünnetine uymanın önemini anlatan Dördüncü Lem’a
minnettarane : minnet duyarak, yapılan bir iyiliğe karşı teşekkür hissi taşıyarak
müfrit : bir meselede aşırıya giden
münakaşa : tartışma
noksaniyet : eksiklik
risale-i şerife : şerefli, kıymetli risale; Risale-i Nur’dan herhangi bir bölüm
senâ : övgü
şâyeste : yaraşır, lâyık
tahsin : güzel bulma
takdir etmek : değer vermek
takdir : övgü
tefeyyüz etme : feyizlenme, feyiz alma
Yükleniyor...