Bu gelecek iki fıkra, İkinci Sabri olan Hâfız Ali Efendinindir.

Bu defa istinsahına muvaffak olduğum Yirmi Dokuzuncu Sözü istinsahım esnasında İkinci Esasın “Medarlar” namıyla, “biner mumluk elektrik lâmbaları” hizasına geldiğimde, şöyle bir fikir kalbime geldi. Kalemi bırakarak düşündüm ve düşündüğümü aynen yazıyorum:

Üstadım, beka-yı ruh ve haşir hakkında, Cenâb-ı Hak tarafından bize o hakaike giden yolu göstermiş. Gösterilen hakikatin yolunda hevesât-ı nefsâniyeye hoş gelmeyen şeyler vardı ki, bize uzun ve karanlık...

İşte, şimdi serâser nur olan Sözler ve o Nur fabrikasının elektrik lambaları ve kuvve-i câzibeleri, o yolu pek parlak gösterdiği gibi, pek yakından cezb edip hemen yakın ve yakından daha yakın olduğunu göstermekle beraber, havf yerine emniyet, zakkum yerine asel bahşediyorlar. Ve fevkalgaye hikmetlerini beyanda aczimi itirafla, lisanımın döndüğü kadar derim:

يَا رَبِّى بِحَقِّ اِسْمِكَ الْعَظِيمِ وَبِحَقِّ قُرْاٰنِ الْحَكِيمِ وَبِحَقِّ حَبِيبِكَ اْلأَكْرَمِ 1

Deryâ-yı Nurun başkumandanı olan Üstadımı razı olduğun amel üzerine sâbit ve razı olacağı amelini teshil ve müyesser kıl. Âmin.
Ali

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Ey Rabbim, İsm-i Âzamının hakkı için, Kur’ân’ı Hakîmin hakkı için, Habîb-i Ekreminin hakkı için...
Önceki Risale: ( 203 ) / Sonraki Risale: ( 205 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : hayret verici, şaşırtıcı
acz : âcizlik, güçsüzlük
arz-ı teslimiyet eyleme : teslim olduğunu, kabul ettiğini bildirme
asel : bal, Cennet suyu
bahşetme : sunma, verme
beka-yı ruh : ruhun bâkiliği, ölümsüzlüğü
beyan : açıklama, izah etme
burhan : kuvvetli ve sağlam delil
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cezb etme : çekme
cilve : görüntü, yansıma
cüz’î : ferdî, küçük
dâvâ : iddia
emniyet : güven
fevkalgaye : son derecede
feyz : ihsan, bereket
fıkra : bölüm, kısa yazı
hakaik : hakikatler, gerçekler
hakikat : asıl, gerçek
haşir : öldükten sonra âhiret âleminde tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
havf : korku
hevesât-ı nefsâniye : nefsin gelip geçici arzu ve istekleri
hikmet : sır, incelik; fayda, gaye
ihtar etme : uyarma
ihtiyar : irade, dileme
istinsah : yazarak çoğaltma
kader-i İlâhî : Allah’ın meydana gelecek hâdiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması
kelâm : ifade
kuvve-i câzibe : çekim gücü
lisan : dil
mazhar olan : nâil olan, erişen
Medar : Yirmi Dokuzuncu Söz’de bulunan bölümler
muvaffak : başarılı
nam : ad
sadık : doğru
serâser : baştan başa
teslimiyet : teslim olma, kabul etme
zakkum : Cehennemde bir ağacın ismi
Yükleniyor...