Mu’cizât-ı Ahmediyeyi (a.s.m.), sana güzel ve tevafuklu bir tarzda yazdırdım. Hüsrev kerametli kalemiyle bana yazdığı gayet kıymettar bir nüshayı, aynen ve tam tamına muvafık gelmek şartıyla size yazdırıldı, yakında göndereceğim. Yanınızda yeni yazılan i’câz-ı Kur’âniye gibi, bana bir nüsha lâzımdır. Fakat Hâfızın kalemi oradaki mevcut tevafuku tamamen muhafaza edememiş. Tevafukçu Hüsrev’in taht-ı nezaretinde, mâbeyninizde taksim edip, bana yadigâr bir i’câz-ı Kur’ânîyi müştereken yazsanız çok iyi olur.
• • •
Önceki Risale: ( 259 ) / Sonraki Risale: ( 261 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : acaip, şaşırtıcı
hat : yazı
huruf : harfler
i’câz-ı Kur’ânî : Kur’ân’ın mu’cizeliği; Kur’ân’ın mu’cizelik yönlerinin anlatıldığı Yirmi Beşinci Söz
idrak : anlama, şuur
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hâl ve fiiller
kıymettar : kıymetli, değerli
kudsî : kutsal
mâbeyn : ara
meal : anlam
mevcut : var olan
Mu’cizât-ı Ahmediye : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mu’cizelerin anlatıldığı risale; On Dokuzuncu Mektup
muhafaza etme : koruma, saklama
muvafık : uygun, denk
müştereken : ortak olarak, ortaklaşa
nebze : az miktar
nüsha : kopya
taht-ı nezaret : gözetim altında
taksim etme : bölüştürme, paylaştırma
tevafuklu : içerisinde tevafuk bulunan; düzgün bir biçimde birbirine denk gelen
yadigâr : hediye, armağan
Yükleniyor...