Yine şu fıkra Sabri’nindir.

Mâruzât-ı hususiye: Şu on dördüncü asr-ı Muhammedîde (a.s.m.) marziyat-ı Rabbaniye ve tebligât-ı Ahmediyeyi bihakkın ifâ ve icra ve ilâm ve infaz eden, elhak “matla-i şems-i füyûzât” tabiriyle tavsif ve tâzime mâsadak bulunan Nur risale-i feridelerinden ruh-u âcizîye in’ikâs eden ve sermaye-i kemterânemden olmayıp sırf Risaletü’n-Nur’un füyûzât ve lemeâtından derip çatıp yazdığım arîzalarım, mahzâ bir eser-i hüsn-ü teveccüh-ü kerîmâneleri olarak, Risaletü’n-Nur sırasına idhal edilmesi hicabımı intaç etmiştir. Zira bahr-i muhîte nisbeten bir cetvel hükmünde bile olamayan, bu abd-i âcizin pürkusur ifadeleri öyle bâlâ bir mevkide yer tutacak bir mahiyette olmadığı âşikârdır. Umarım Cenâb-ı Kibriyâdan ki, karîn bulunduğu nevvâr ve ziyâdâr Sözler’in nur ve ziyalarından müstefîd ve ziyâdâr ola.
Sabri

• • •
Önceki Risale: ( 46 ) / Sonraki Risale: ( 48 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abd-i âciz : âciz, güçsüz kul
arîza : dilekçe, arzu ve isteklerin yazıyla dile getirildiği yazı
asr-ı Muhammedî (on dördüncü) : Hicretten sonra gelen 14. asır
âşikâr : açık
bahr-ı muhît : okyanus
bâlâ : yüksek, yüce, üst
bârigâh-ı Ehadiyyet : birliği herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî eden Allah’ın yüce katı
bihakkın : hakkıyla, gerçek mânâsıyla
Cenâb-ı Kibriyâ : azamet ve büyüklük sahibi olan Allah
cetvel : küçük su arkı
derme çatma : gelişigüzel toplanmış
elhak : gerçekten
eser-i hüsn-ü teveccüh-ü kerîmâne : Üstad Bediüzzaman’ın çok yüce ve güzel teveccühlerinin ortaya çıkardığı netice
fıkra : kısa yazı
füyûzât : feyizler, mânevî bolluk ve bereketler
Hâfız Zühdü :
hicab : utanma
hisseyâb olma : hissedar, pay sahibi olma
icra eden : uygulayan, yerine getiren
idhal edilmek : dahil edilmek, katılmak
ifâ eden : yerine getiren
ilâm eden : bildiren, duyuran
in’ikâs eden : aks eden, yansıyan
infaz eden : bir hükmü yerine getiren
intaç etmek : sonuç vermek
karîn : yakın
lemeât : lem’alar, parıltılar
mahiyet : temel nitelik, esas özellik
mahzâ : sadece, yalnız
mâruzât-ı hususiye : arz edilen, sunulan özel bir mesele
marziyat-ı Rabbaniye : Allah’ın rızasına uygun işler, Allah’ın hoşnut olmasına sebep olan şeyler
mâsadak : doğrulayıcı ve onaylayıcı unsur
matla-i şems-i füyûzât : feyizler güneşinin doğuş yeri
mevki : yer, makam
müstefîd : faydalanma, yararlanma
nevvâr : nurlu, parlayan
nisbeten : kıyasla, oranla
nur risale-i ferideleri : benzeri olmayan Nur risaleleri
Nur Risaleleri : Risale-i Nur’un konuları, bölümleri
pürkusur : kusurlarla dolu
Risaletü’n-Nur : Risale-i Nur’un diğer bir adı
ruh-u âcizî : “bu âcizin ruhu” anlamında olup tevazu için kullanılan ifade
Sabri :
sermaye-i kemterâne : mütevazi sermaye, az servet
Sözler : Risale-i Nur için kullanılan diğer bir ad
tabir : ifade, söz
tavsif : vasıflandırma, tanıtma
tazarru etme : dua etme, yakarma
tâzim : büyüklüğünü dile getirme
tebligât-ı Ahmediye : Peygamberimizin dâvâsını tebliğ etme, duyurma
ziyâdar : aydınlatan, ışık veren
Yükleniyor...