Lügatler :
âciz : güçsüz
bahtiyar : talihli, mutlu
bârekâllah : Allah hayırlı ve bereketli kılsın
burhan : kuvvetli delil
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan, şeref ve yücelik sahibi Allah
dellâl : duyurucu, ilân edici
envâr-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın nurları
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanan söz
fıkra : kısa yazı
hazine-i kudsiye : kutsal hazine
hususen : özellikle
ihsân : bağış, hediye
ihyâ etmek : hayat vermek, canlandırmak
kal : söz
kıymettar : kıymetli, değerli
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân : açıklamalarıyla benzerini yapmaktan akılları âciz bırakan Kur’ân
lehü’l-hamd : Allah’a hamd olsun
mânen : manevî olarak
meclis-i nuranî : nurânî meclis, nurlu topluluk
medrese : ders görülen yer
menzil : yer, mekân
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
mizan : ölçü, denge
muhteşem : ihtişamlı, görkemli
mübarek : bereketli, değerli
mücevherat : mücevherler, kıymetli taşlar
müdavele-i efkâr : karşılıklı fikir alışverişinde bulunma
münevver : aydınlanmış; aydın
müzakere : karşılıklı fikir söyleme, görüşme
müzeyyen : süslenmiş
nam : ad
nurlandırmak : aydınlatmak
risale : küçük çaplı kitap; Yirmi Yedinci Mektup
risale-i şerife : mübarek mektup, kitap
sandukça : küçük sandık
Sözler : Risale-i Nur için kullanılan diğer bir ad
şakirt : öğrenci
takdir edilme : belirlenme