Ey Üstad-ı Muazzam; Atabey’e gelen Ramazan meyvesi olan ve Ramazan-ı Şerifin hikmetlerini bildiren Söz, bizi ikaz ve bilmediğimiz hikmetleri tasrih ediyor. Okuduğum her Söz, neşr ettiğiniz o ulvî hakikatler için âciz lisanım tavsif ve takdirden âciz kalıyor. Ve görüyor ve anlıyorum ve öyle iman ediyorum ki, bir zaman gelecek, bu Risalâtü’l-Envar ve Mektubâtü’n-Nur, için için ateşlenen, feveran eden bir dağ gibi hararetle nur-feşan bir menba kuvvetine tesahub edecek. Ve belki de etmiştir. Bir düğmesine basmakla her tarafı ziyaya müstağrak eden bir elektrik dinamosu gibi kendinden çok uzak mesafeleri ikaz ve irşad nuruyla ihâta edecektir.
Nurun eski talebesi merhum
Lütfi’nin arkadaşı Zeki

• • •
Önceki Risale: ( 77 ) / Sonraki Risale: ( 79 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
cebretmek : zorlamak
feveran eden : coşan, köpüren
firkat : ayrılık
hakikat : gerçek, esas
hararet : coşkunluk, ateşlilik
hazin : hüzün veren, acıklı
hikmet : sebep, sır, gaye
ihâta etmek : herşeyi içine almak, kapsamak
irşad : doğru yol gösterme, rehberlik
lisan : dil
Mektubatü’n-Nur : nurlu mektuplar; nurun mektupları; Risale-i Nur
menba : kaynak
müstağrak eden : gark eden, daldıran
nefis : bir kimsenin kendisi
neşr etme : yayma
nur-feşan : nur saçan, aydınlık dağıtan
Ramazan-ı Şerif : mübarek Ramazan ayı
Risalâtü’l-Envar : nurlar saçan mektuplar; Risale-i Nur
Sözler : Risale-i Nur için kullanılan diğer bir ad
sürur : mutluluk
takdir : beğendiğini dile getirme
tasrih etmek : açıkça ifade etme
tavsif : vasıflandırma, özelliklerini anlatma
tayyetme : atlama, üzerinden geçme
tesâhub etmek : sahip çıkmak; korumak
ulvî : yüce, büyük
Üstad-ı Muazzam : büyük üstad
ziya : ışık
Yükleniyor...