Ey Aziz Üstad; Bu defa yazmaya muvaffak olduğum üç mevkıftan mürekkep Otuz İkinci Sözü berâ-yı tashih takdim ediyorum. İşbu kitabın, nazar-ı âcizîde giranbahâ bir hazine olduğunu yazmaya, bilmem, lüzum var mı? Dünyanın ölçülmek imkânı olmadığını söyleyen zât ve fikr-i beşerin nâmahdut bir arazi olduğunu iddia eden adam ne doğru söylemişler! Bu noktada fikrim, gittikçe inkişaf eden efkârımın ve dar muhayyilemin genişlemesinden mütevellit bir fikirdir. Dünyanın ölçülmez bir boşluk olduğunu ve fikr-i beşerin nâmahdut olduğunu izah maksadına müstenit değildir. Demek ki, her risaleden ruhum ayrı ayrı gıdasını alıyor. Otuz İkinci Sözün kalbime ve ruhuma bahşettiği safâ-yı sermedî ve câvidânî değil mi ki, bu uzun mektubumla mesruriyetimi izhar için sizi tâciz etmeme bâdi oluyor. Hülâsa, tatlı bir sermestî içinde hayatımdan memnunum. İnşaallah, duanız himmetiyle, böyle meşru bir sermestî içinde hayat-ı ebediyeye vâsıl olacağım inşaallah.
Ahmed Zekâi

• • •
Önceki Risale: ( 80 ) / Sonraki Risale: ( 82 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
aziz : çok değerli
bâdi : sebep
bahşetmek : sunmak
berâ-yı tashih : tashih ederek, düzelterek
bilhassa : özellikle
dahil : içinde
dilşâd etme : gönlünü hoş etme
ebeden : ebediyen, sonsuza kadar
efkâr : fikirler, düşünceler
fikr-i beşer : insan fikri
giranbahâ : çok pahalı
hadsiz : sayısız, sınırsız
hayalen : hayal ederek
heyhât : ne yazık
inkişaf eden : gelişen, açılan
istirham : rica
izah : açıklama
izhar : gösterme
lisan : dil
makbuliyet : kabul edilmiş olma
maksad : amaç, hedef
mesken : ev, mekan
mesruriyet : sevinç, mutluluk
mevkıf : bölüm, kısım
muhayyile : hayal gücü, hayal duygusu
muvaffak : başarılı
mübaşeret etmek : temas etmek, meşgul olmak
mürekkep : oluşmuş
müstenit : dayanan
müteessir : etkilenen, üzülen
mütemadiyen : sürekli olarak
müteşekkir : teşekkür etmek
mütevellit : meydana gelen, çıkan
nâmahdut : hudutsuz, sınırsız
nazar-ı âcizî : âcizin nazarı; benim bakışım anlamında, tevazu ifadesi olarak kullanılan söz
rıza-i İlâhî : Allah’ın rızası, hoşnutluğu
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
rüya-yı sadıka : doğru olan ve şeytanın karışmadığı rüya
safâ-yı sermedî ve câvidânî : kesintisiz ve sonsuz olan rahat ve huzur
sahra : çöl
taciz etme : rahatsız etme
Yükleniyor...