Saatçi Lütfi Efendinin fıkrasıdır.

2 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ1 بِاسْمِهِ

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ ذَرَّاتِ الْكَاۤئِنَاتِ اَبَدًا 3

İ’câz-ı Kur’âniyeden İhlâs-ı Şerîfle Muavvizeteyn ve Fatiha-i Şerife sûrelerinin tevafukat-ı hurufiye sırlarını gösteren, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Remzini aldım ve okudum. Neşir buyurulan işbu risaledeki tevafukat, şimdiye kadar emsâli nâmesbuk bir sırrı meydana koymuş. Bu hususa dair mütalâada bulunmak, kuvve-i kalemiyemin ve havsala-i mevcudemin kat kat fevkinde bulunmakla beraber, afv-ı Üstadânelerine mağruren şu kadar diyebilirim ki: Neşir buyurulan risaledeki izahat, herhangi bir bedbîn ve kör olan bir gafili uyandırmaya ve hattâ bütün mevcudiyetiyle kararmış kalbleri tenvire ve irşada pek büyük delil bulunduğundan, Muhterem Üstadımızın tasavvurî kararı veçhile, her ferdin Kur’ân-ı Azîmü’l-Burhandaki mu’cizatı görmesi için Kur’ân’ın baş tarafına derci hususu pek muvafık görüldüğünü arz eylerim, Efendim Hazretleri.
Saatçi Lütfi

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
2 : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
3 : Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi ebediyen, dâima üzerinize olsun.
Önceki Risale: ( 98 ) / Sonraki Risale: ( 100 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

afv-ı Üstadâne : siz Üstadın affı
bedbîn : kötümser; ümitsiz
ebeden : sonsuza kadar
emsâl : benzerler
fevkinde : üstünde
fıkra : kısa yazı
gafil : âhireti ve Allah’ı düşünmeyen ve sorumluluklarından habersiz olan
hak ve hakikat : doğru ve gerçek; asıl, esas
havsala-i mevcude : sahip olunan anlama gücü
i’câz-ı Kur’ân : Kur’ân’ın mu’cize oluşu; bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstülüğü
İhlâs-ı Şerîf : İhlâs Sûresi; Kur’ân’ın 112. sûresi
irşad : doğru yol gösterme
izahat : açıklamalar
Kur’ân-ı Azîmüşşân : şan ve şerefi yüce olan Kur’ân
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
kuvve-i kalemiye : kalem gücü, yazma becerisi
lisan : dil
mağruren : güvenerek
mevcudiyet : var olma hâli, varlık
Muavvizeteyn : Kur’ân’ın 113. ve 114. sûreleri olan Felak ve Nâs sûreleri
muvafık : uygun
mütalâa : dikkatli okuma, etraflıca inceleme
nâmesbuk : daha önce görülmemiş, benzeri olmayan
neşir buyurulan : yayınlanan
nurlandıran : aydınlatan, ışıklandıran
rahmet : İlâhî şefkat ve merhamet
remiz : işaret
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
risale-i pürnur : baştan başa nur olan Risale-i Nur
tarik-i Hak : herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah’ın yolu
tasavvurî : düşünmeye, zihinde şekillendirmeye ait
tenvir : aydınlatma
teşrih : bir şeyi inceden inceye araştırıp bildirmek, açıklamak
tevafukat : tevafuklar, birbirine uygun gelişmeler
tevafukat-ı hurufiye : harflerin denk düşmesi
Yükleniyor...