Aziz, sıddık, âlicenap eski ve yeni kardeş Yeşil Salih; Benden, sergüzeşte-i hayatıma ait sorduğun maddelere gayet kısa ve mücmel işaret edilecek. Bir zaman sonra inşaallah başkalar izahla cevap verecekler. Fakat tarihe geçmek ve bu asır âlimlerinin içinde kendi âdi şahsımı nesl-i âtiye göstermek, bildirmek ne isterim ve ne de liyakatim var. Cenâb-ı Hakka hadsiz şükrederim ki; beni, bana beğendirmemiş, dehşetli kusurlarımı bana göstermiş.

Hem insanlara kendini bildirmek bir şöhretperestlik olmasından, bir enaniyet, bir hodfüruşluk, bir riyakârlık ihtimali var. Bu ise, bizim gibilere tam zarardır.

Hem ben, madem bu asırda maddeten ve mânen münferit yaşamaya ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeye mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbaldekilere görüneyim. Yalnız bu cihet var ki, Risale-i Nur, bu vatana ve bu millete pek büyük menfaati, mahkemelerin ve ehl-i vukufların müttefikan kararlarıyla tahakkuk etmiş. Bu nokta-i nazarda, benim ehemmiyetsiz, biçare, perişan, çok kusurlu şahsiyetim değil, belki yalnız Kur’ân’ın malı ve meâli olan Risale-i Nur namına, sizin suallerinize cevap için ben işaretler ederim, sonra da Risale-i Nur ve şakirtleri izahla cevap versinler.

Evvelâ: Otuz sene evvelki hayatımın tarihçesini merhum Abdurrahman yazmış, tab edilmiş.

Saniyen: Risale-i Nur’un zuhur zamanının bir nevi tarihçesi Eskişehir hapsinin müdafaanamesiyle Yirmi Yedinci Lem’a olmuş. Ve Denizli hapsindeki müdafaa risaleleriyle (On birinci ve On ikinci Şuâ) İhtiyarlar Lem’ası ve Âyet-i Hasbiye Risalesi ve Onaltıncı Mektupla Hücumat-ı Sitte ve İşârât-ı Selâse ve İşârât-ı Seb’a risaleleri gibi Nur eczaları, suallerinize tafsilen cevap vermek için mahkeme bana iade ettiği ve şimdi elimde bulunmayan risaleler, bir zaman elinize gelecek. İnşaallah sizi hiç unutmayacağım. Bu halimde bu alâkadarlığınız, benim çok ağır sıkıntılarımı hafifleştirdi. Allah senden razı olsun. Âmin.
• • •
Önceki Risale: ( 104 ) / Sonraki Risale: ( 106 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

inâyet : Allah’ın yardımı
muvaffakiyet : başarı
nümune : örnek, misal
saniyen : ikinci olarak
hâlisâne : samimî, içten bir şekilde
sadakat : bağlılık, sebat
zekâvet : zekilik
bahadır : kahraman, cesur, yiğit
daire-i Nur : Risale-i Nur dairesi
makam : derece
lâhika : ek, ilâve; Üstad Bediüzzaman ve talebelerinin mektuplarından oluşan kitaplar, Yirmi Yedinci Mektup
şakirt : öğrenci, talebe
valide : anne
rüfeka : arkadaşlar
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
ebeden : sonsuza kadar
salisen : üçüncü olarak
muhterem : hürmete lâyık, saygıdeğer
peder : baba
ammizade : amca çocuğu
has : özel; Nur talebelerinin önde geleni
nâşir : yayan
havali : çevre, bölge
manzum : şiir gibi vezinli yazılmış eser
fıkra : bölüm; kısa yazı
muvaffak : başarılı
rabian : dördüncü olarak
istinaden : dayanarak
mâşâallah : Allah dilemiş ve ne güzel yaratmış
veffakakümüllah : Allah sizi muvaffak etsin, başarılı kılsın
aziz : çok değerli, izzetli
sıddık : çok doğru ve bağlı
âlicenap : yüksek ahlâk sahibi
sergüzeşte-i hayat : hayat macerası, serüveni
mücmel : kısa, kısaca
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
âdi : basit, değersiz
nesl-i âti : gelecek nesil
liyakat : lâyık olma
hadsiz : sınrısız, sonsuz
şöhretperestlik : şöhret düşkünlüğü
enaniyet : benlik
hodfüruşluk : kendi kendini beğenme, pahalıya satma
riyakârlık : gösteriş düşkünlüğü
münferit : başka bir şeye bağlı bulunmayan, yalnız olan, kendi başına
hayat-ı içtimaiye : toplum hayatı
istikbal : gelecek
ehl-i vukuf : bilirkişi
müttefikan : birleşerek, fikir birliğiyle
tahakkuk : gerçekleşme
nokta-i nazar : bakış açısı
biçare : çaresiz
meâl : açıklama, anlam
şakirt : öğrenci, talebe
izah : açıklama
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
tab etmek : basmak
saniyen : ikinci olarak
zuhur : ortaya çıkma, görünme
nevi : çeşit, tür
müdafaaname : savunma metni, savunma dilekçesi
risale : mektup; Risale-i Nur’da yer alan herbir bölüm
İhtiyarlar Lem’ası : Yirmi Altıncı Lem’a
Âyet-i Hasbiye Risalesi : Dördüncü Şuâ
Hücumat-ı Sitte : altı hücum anlamına gelen ve şeytanın desiselerine karşı yazılan bir eser; Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Risalesi olan Altıncı Kısmı
İşârât-ı Selâse : Yirmi İkinci Lem’a
İşârât-ı Seb’a : üç sorunun cevabı olarak yedi işaretten oluşan Yirmi Dokuzuncu Mektubun Yedinci Kısmı
ecza : bütünü oluşturan parçalar
tafsilen : ayrıntılı olarak
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
alâkadarlık : ilgilenme, ilgi duyma
aziz : çok değerli, izzetli
sıddık : çok doğru ve bağlı
vesveseli : kuruntulu
hassas : duyarlı
dua-i Nebevî : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) duası
haricinde : dışında
sevap : hayır; ilâhî mükâfatı kazandıran iş
fazilet : değer ve üstünlük
hadis : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya Onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış
râvi : rivâyet eden, nakleden
hadsiz : sayısız, sınırsız
mübalâğa : abartı
Yükleniyor...