Aziz, sıddık kardeşlerim; Sekiz sene çoluk ve çocuğuyla sadakatle bana hizmet eden; ve evlâd ve ahfad ve refika ve damatlarıyla Nurlara ciddî çalışan; ve ders ve vaazlarını bütün Nurlardan veren; ve vefatından on dakika evvel dünyaca en ehemmiyetli vasiyeti, kendinin Nur Risalelerini tekmil için Şamlı Hâfıza rica eden, vefatından iki gün evvel bana mektup yazıp benim aynı vakitte Sava’yı Barla’ya tercih ederek Sava mezaristanında defnimi arzu ettiğimi sizlere yazdığımı sadakatin kerametiyle hissedip bana mukabele ve itiraz tarzında o mektubunda der:

“Sen Barla’yı ikinci vatanımdır dediğin halde, neden ona gelmiyorsun, başka yerleri tercih edersin? İptidâ-yı medrese-i Nuriye Barla’dır, senin mezarın orada olmalı” diye bana ihtar etti. İki gün sonra, size yazdığım daha size yetişmeden, onun mektubunu, hem Şamlı Hafız ikinci sahifesinde yazdığı vefat haberini aldığım merhum Muhacir Hafız Ahmed’in (r.h.) dünyadan göçmesi, aynen Abdurrahman gibi beni çok sarstı, ağlattırdı, 1 اِنَّا ِللّٰهِ وَاِنَّاۤ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ dedirtti. Binler rahmet onun ruhuna insin. Âmin. Kabri de hanesi gibi Kur’ân ve Nur’un bir menzili olsun. Âmin. Şüphem kalmadı ki, bu zahir sadakat kerâmeti, Nurcuların imanla kabre gireceklerini ispat ediyor ve hüsn-ü hâtimeye mazhardırlar. Benim tarafımdan onun akrabasını tâziye ediniz. Ve ben bütün dualarımda onu hissedar ediyorum diye tebliğ ediniz.

Saniyen: Kardeşimiz Re’fet bana yazıyor ki: “İstanbul’da Nurlara çok ihtiyaç var ve ekmek gibi herkes muhtaçtır. Ve kardeşlerimizden ve Nurlarla çok alâkadar ve çok okumuş ve Nurcu olan Yeşil Şemseddin, Nur’un hakikatlerinden ders verdiğinden, vaazında binlerle adam bulunur.”

Hem Re’fet der: “Bundan anlaşılıyor ki, Risale-i Nur, bu millete hergün ekmek gibi lâzımdır.”

Hem bir kısım Nurları ehemmiyetli zatlara vermiş ve Zülfikar-ı Mu’cizât’ın benim tashihimden geçmiş bir nüshasını istiyor. Umuma birer birer selâm ve dua ederiz ve dualarını isteriz.
2 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Said Nursî

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “(Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musibet geldiğinde,) ‘Biz Allah’ın kullarıyız; yine Ona döneceğiz’ (derler).” Bakara Sûresi, 2:156.
2 : Bâkî olan sadece Odur.
Önceki Risale: ( 111 ) / Sonraki Risale: ( 113 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bârekâllah : Allah hayırlı ve bereketli kılsın
teşcî : cesaretlendirme
müfessir : Kur’ân âyetlerini çeşitli yönleriyle yorumlayan kişi
şakirt : talebe, öğrenci
şuhur-u selâse : üç aylar
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
sıddık : çok doğru ve bağlı
sadakat : bağlılık, sebat
evlâd : çocuklar
ahfad : evlâdlar, torunlar
refika : eş, hanım
vaaz : cami, mescit gibi yerlerde yapılan dinî konuşma
vasiyet : bir kimsenin öldükten sonra yapılmasını istediği şey
tekmil : tamamlama
mezaristan : mezarlık
defnetme : gömme
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görünen olağanüstü hâl ve fiil
mukabele : karşılık
iptidâ-yı medrese-i Nuriye : Nur medreselerinin başlangıç yeri, Risale-i Nur’un ortaya ilk çıktığı yer; Barla
ihtar : hatırlatma, ikaz
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan
hane : ev
menzil : durak, yer
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
zahir : açık, âşikar
hüsn-ü hâtime : güzel son
mazhar : ayna olma, erişme
tâziye : başsağlığı, tesellî
hissedar : pay sahibi
tebliğ : bildirme
saniyen : ikinci olarak
alâkadar : alâkalı, ilgili
hakikat : gerçek, doğru
vaaz : dinî konular üzerinde konuşup nasihat etme
tashih : düzeltme
nüsha : yazılı bir şeyden çıkarılan kopya
umum : bütün, herkes
tevzi : dağıtma
muhabere : haberleşme, konuşma
neşir : yayılma, yayma
muvaffakiyet : başarı
müstakil : bağımsız
medrese-i Nuriye : Risale-i Nur’un okunduğu yer
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
mâsum : günahsız, suçsuz; çocuk
sâir : diğer
şakirt : talebe, öğrenci
mezaristan : mezarlık
defnolma : gömülme
ihtar : hatırlatma, uyarı
saadet : mutluluk
meşreb : hareket tarzı, metod
şark : doğu
Yükleniyor...