Metindeki Lügatları


Lügat Listesi
Lügatler :
mecmua : kitap; belli bir konuda yazılan yazıların bir araya toplanmasından oluşan kitapçık
hâlis : samimî, içten
hakikat : gerçek, doğru
binaen : dayanarak, dolayı
teessürat : üzüntüler
makbuliyet : kabul edilmişlik
mâsum : suçsuz, günahsız; çocuk
merhume : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş bayan
hakikaten : gerçekten
mahzun eylemek : hüzünlü etmek, üzmek
taife : grup, topluluk
müteessir etme : üzme
inşaallah : Allah’ın dilemesiyle
hicret eden : göç eden
hemşire : kız kardeş
mesrur eylemek : sevinçli, mutlu etmek
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
peder : baba
valide : anne
sabr-ı cemîl : güzel sabır; rıza göstererek dayanıp katlanma
şefaat : af için aracılık etme
ihsan etmek : bağışlamak
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
tevfik : muvaffakiyet, başarı
mâsum : suçsuz, günâhsız
şakirt : talebe, öğrenci
mâl-ı umumî : herkese ait olan
tarafgirlik : taraftarlık
küfür : Allah’a ve Allah’tan geldiği kesin olan herhangi bir şeye inanmama, inkâr etme, kabul etmeme
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
dalâlet : hak yoldan sapkınlık
mü’min : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan
uhuvvet : kardeşlik
hâlis : samimî, içten
hakikat : gerçek, doğru
binaen : dayanarak, dolayı
teessürat : üzüntüler
makbuliyet : kabul edilmişlik
mâsum : suçsuz, günahsız; çocuk
merhume : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş bayan
hakikaten : gerçekten
mahzun eylemek : hüzünlü etmek, üzmek
taife : grup, topluluk
müteessir etme : üzme
inşaallah : Allah’ın dilemesiyle
hicret eden : göç eden
hemşire : kız kardeş
mesrur eylemek : sevinçli, mutlu etmek
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
peder : baba
valide : anne
sabr-ı cemîl : güzel sabır; rıza göstererek dayanıp katlanma
şefaat : af için aracılık etme
ihsan etmek : bağışlamak
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
tevfik : muvaffakiyet, başarı
mâsum : suçsuz, günâhsız
şakirt : talebe, öğrenci
mâl-ı umumî : herkese ait olan
tarafgirlik : taraftarlık
küfür : Allah’a ve Allah’tan geldiği kesin olan herhangi bir şeye inanmama, inkâr etme, kabul etmeme
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
dalâlet : hak yoldan sapkınlık
mü’min : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan
uhuvvet : kardeşlik
Nur şakirtleri, hiç siyasete karışmadılar, hiçbir partiye girmediler. Çünkü iman, mâl-ı umumîdir. Her taifede muhtaçları ve sahipleri vardır. Tarafgirlik giremez. Yalnız küfre, zındıkaya, dalâlete karşı cephe alır. Nur mesleğinde, mü’minlerin uhuvveti esastır.
• • •



Lügatler :
mecmua : kitap; belli bir konuda yazılan yazıların bir araya toplanmasından oluşan kitapçık
hâlis : samimî, içten
hakikat : gerçek, doğru
binaen : dayanarak, dolayı
teessürat : üzüntüler
makbuliyet : kabul edilmişlik
mâsum : suçsuz, günahsız; çocuk
merhume : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş bayan
hakikaten : gerçekten
mahzun eylemek : hüzünlü etmek, üzmek
taife : grup, topluluk
müteessir etme : üzme
inşaallah : Allah’ın dilemesiyle
hicret eden : göç eden
hemşire : kız kardeş
mesrur eylemek : sevinçli, mutlu etmek
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
peder : baba
valide : anne
sabr-ı cemîl : güzel sabır; rıza göstererek dayanıp katlanma
şefaat : af için aracılık etme
ihsan etmek : bağışlamak
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
tevfik : muvaffakiyet, başarı
mâsum : suçsuz, günâhsız
şakirt : talebe, öğrenci
mâl-ı umumî : herkese ait olan
tarafgirlik : taraftarlık
küfür : Allah’a ve Allah’tan geldiği kesin olan herhangi bir şeye inanmama, inkâr etme, kabul etmeme
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
dalâlet : hak yoldan sapkınlık
mü’min : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan
uhuvvet : kardeşlik
hâlis : samimî, içten
hakikat : gerçek, doğru
binaen : dayanarak, dolayı
teessürat : üzüntüler
makbuliyet : kabul edilmişlik
mâsum : suçsuz, günahsız; çocuk
merhume : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş bayan
hakikaten : gerçekten
mahzun eylemek : hüzünlü etmek, üzmek
taife : grup, topluluk
müteessir etme : üzme
inşaallah : Allah’ın dilemesiyle
hicret eden : göç eden
hemşire : kız kardeş
mesrur eylemek : sevinçli, mutlu etmek
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
peder : baba
valide : anne
sabr-ı cemîl : güzel sabır; rıza göstererek dayanıp katlanma
şefaat : af için aracılık etme
ihsan etmek : bağışlamak
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
tevfik : muvaffakiyet, başarı
mâsum : suçsuz, günâhsız
şakirt : talebe, öğrenci
mâl-ı umumî : herkese ait olan
tarafgirlik : taraftarlık
küfür : Allah’a ve Allah’tan geldiği kesin olan herhangi bir şeye inanmama, inkâr etme, kabul etmeme
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
dalâlet : hak yoldan sapkınlık
mü’min : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan
uhuvvet : kardeşlik