Câmiü’l-Ezher ulemasına gönderilen iki nüsha benim tashihimden geçmemiş olduğundan, bazı harekeler ve Arabî kelimelerde sehivler elbette vardır. Hususan âhirdeki arabî Hülâsatü’l-Hülâsa harekelerinde ilm-i nahivce, başka nüshalarda müteaddid sehivler gördüm. Onun için, tam Arabî hocalarının tetkikinden geçmiş birer nüsha Asâ-yı Mûsâ HAŞİYE ve Zülfikar’dan, münasip gördüğünüz zaman Câmiü’l-Ezhere göndermekle beraber, onlara yazınız ki:

Nur Risalelerinin Medresetü’z-Zehrası, Câmiü’l-Ezherin şefkatine çok muhtaç bir mahdumudur, bir talebesidir, şiddetli düşmanların hücumuna hedef olmuş bir şakirdidir ve bütün medreselerin başı ve âlem-i İslâmı daima tenvir eden o büyük Câmiü’l-Ezherin küçük bir daire ve şubesidir. Onun için, o âlikadir üstad ve müşfik peder ve hamiyetkâr mürşid-i âzam, biçare evlâdına ve şakirtlerine tam yardım etmesini onların ulüvv-ü himmetinden bekliyoruz. O pek büyük üstadımıza takdim edilen iki kitap ise, bir talebe, dersini ne derece anlamış diye akşamda babasına ve üstadına yazıp vermesi gibi, o iki dersimiz, o şefkatli allâmelerin nazar-ı müsamahalarına arzedilmiş diye bu mektubu yazarsınız.
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE : Yanımda bulunan ve noksan tashihimden geçen bir Zülfikar’la bir Asâ-yı Mûsâ’yı size gönderebilirim. Tam bir mukabeleden sonra, siz isterseniz kendi nüshalarınızı Mısır’a gönderirsiniz.
Önceki Risale: ( 136 ) / Sonraki Risale: ( 138 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Mu’cizât-ı Ahmediye : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mu’cizelerin anlatıldığı risale; On Dokuzuncu Mektup
şakirt : talebe, öğrenci
banknot : kâğıt para
beyan eden : açıklayan, izah eden
sebatkâr : sebat eden
alâkadar : alâkalı, ilgili
rüfeka : arkadaşlar
sadakat : bağlılık
Zülfikar : Üstad Bediüzzaman’ın Kur’ân’a ve Peygamberimize (a.s.m.) dair bir eseri
tab’ etmek : basmak
muvaffakiyet : başarı
ruh u can : ruh ve can; çok büyük istek
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
muvaffak eyleme : başarılı kılma
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
makbul : kabul görmüş
ulema : âlimler
nüsha : kopya
tashih : düzeltme
Arabî : Arapça
sehiv : yanılma, hâtâ
hususan : özellikle
âhir : son
Hülâsatü’l-Hülâsa : Kur’ân’daki tefekkür âyetlerinden oluşan Üstad Bediüzzaman’ın Arapça olarak derlediği bir eseri
ilm-i nahiv : Arapça’da cümle yapısını ele alan ilim dalı
müteaddid : çeşitli, birden fazla
tetkik : inceleme, araştırma
haşiye : dipnot, açıklayıcı not
mukabele : karşılaştırma
münasip : uygun
mahdum : evlat, oğul
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
tenvir eden : aydınlatan, nurlandıran
âlikadir : kadri yüce, yüksek kişilik sahibi
müşfik : şefkatli
peder : baba
hamiyetkâr : hamiyet ve gayret
mürşid-i âzam : büyük mürşid
biçare : çaresiz, zavallı
ulüvv-ü himmet : çok gayretli olmak, yüksek himmet sahibi olmak
Yükleniyor...